Dördüncü Bölüm-
"Küçük Kaza"
✫| Şura Rodos
"Lanet olsun." diye bir ses kulaklarıma akın ettiğinde kendi sesim olduğunu fark ettim.
Başımda inanılmaz bir ağrı vardı ve inleyerek lanet okumuştum. Gözlerim her şeyi bulanık görüyordu, beyaz oda görüş alanıma girdiğinde bir hastane odasında olduğumu anlayarak yalnız olduğum odada ki tavana baktım.
Bayılmış olmalıyım, şimdi de yalnızım.
Kimse yoktu yanımda, hiç olmamıştı ki zaten. Niye önemsiyordum bilmiyorum ama sevilmemek eskisine nazaran daha çok acıtıyordu. Küçük bir çocukken kabullenirdim ben ama şimdi isyan ediyordum. Hakkımdı bence.
Doğruyu söylemek gerekirse hep yalnızdım, bu yalnızlıktan ölesiye nefret ediyor olsam da yolun sonunda bana düşen tek şey buydu.
Yalnızlık.
Ensemden başımın üst kısmına doğru yola çıkan ağrı dişlerimin arasında inlememi sağladı. Tamam ailem yoktu, peki doktorlar hangi cehennemde?
"Şura hanım?" tamam, belki de daha farklı bir şey istemeliydim. Çünkü beyaz önlüklü doktor tam karşımdaydı.
Gülümsüyordu, gülümsemeye çalıştım.
"Nasıl hissediyorsunuz?"
Birazcık düşündüm.
"Yorgun ve...ımm sanırım biraz başım ağrıyor."
Elinde ki küçük fenerle göz bebeklerimi kontrol etti.
"Her hangi bir sorun görünmüyor, sadece biraz daha dikkatli olmalısınız. Geçmiş olsun." dedi ve arkasını dönüp yürüdü. Fakat tam kapıdan çıkmadan önce bana doğru yeniden döndü.
"Uyandığınızı nişanlınıza haber vereyim."
Nişanlım mı? Garip garip adamın yüzüne bakarken dışarı çıkmıştı bile, kaşlarımı çatarak her hangi bir yanlış anlaşılma olduğuna karar verip başımı geriye yatırıp gözlerimi kapattım. Kapı yeniden açıldığında göz kapaklarımı ağır ağır açarak gelen kişiye baktım.
"Aran?" diye şaşkınlıkla ismi çıktı dudaklarımdan.
Karşımdaydı. Nişanlım o muydu?
Biz ne ara nişanlandık ki?
"Nasılsın?"
Konuşmasıyla varlığı kesinleşti ve ben gözlerimi açıp kapayarak ona şaşkın şaşkın baktım. Nasıl olduğumu mu sormuştu?
"Senin burada ne işin var?"
Ben normalde bu kadar kaba değildim ama karşımda onu görünce aklım başımdan gitmişti, nereden haberi olmuştu?
"Evleneceğim kadın için geldim, bir sorun mu var?"
Sert sesiyle beni biraz olsun kendime getirdi. Allahım, evleneceğim kadın diyordu! Bendim evleneceği kadın! Karşımda o olmasaydı ve ben de bir hastane odasında olmasaydım kesinlikle büyük bir çığlık atardım.
Resmen imkansızı yaşıyorum şurada, imkansızı!
"Benim için mi?" dediğimde yüzüme tip tip baktı. Ona küfür etmişim gibi davranması garipti.
"Evleneceğim kadın sen olduğuna göre Şura, başka kimin için gelebilirim?"
Yüzüne alık alık baktım, ciddi ifadesiyle evleneceğim kadın derken gözlerimin en içine bakıyordu. Derin bir nefes alarak aptal duruma düşmüş halime bir kılıf uydurmaya çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞER
Teen Fiction• Hiç kimse göründüğü gibi değil. Hiç kimse masum değil. Hiç kimse iyi değil. Hiç kimse. • Yetişkin içerik içerir, rahatsız olanlar okumasın.