On Beşinci Bölüm-
"Son Adım"
Badem- Sen Ağlama
|✫ Şura Rodos
Son günlerde boşlayıp durduğum telefonumu elime alıp arayan numaraya yanıt verdim.
"Şura hanım?"
"Evet?"
Barlas, "Düğünün yapılacağı yer belli oldu, adamların her birini kimsenin fark etmeyeceği yerlere dizdim." dediğinde düğünden önce yapılan kına için seçtiğim bIndallıya bakıyordum. Hüra babaannenin kendi kınasında giydiği bindallıydı.
"Aran'ın dikkatini çekebilirler, sadece sen ve kendine en yakın gördüğün biri dışında kimse olmayacak."
"Ama Şura hanım, bu tehli-"
Kısık sesli bir nefes aldıktan sonra sözünü kestim.
"Aran yeterince önlem alacaktır, endişe etme."
Daha söyleyeceği çok şeyi olmasına rağmen konuşmayı kısa kesip telefonu kapattım. Barlas ve muhtemelen seçeceği kişi Adem olacaktı, ikisi dedemin koruması gibi takılacaktı. Bu gece kızlar arasında bir kına yapmamıza rağmen hem Aran'ın adamları hemde dedemin adamları dışarıda dört dönüyordu. Yerimden kalkıp bındallıya doğru yürüdüm, onu giymeye karar vermiştim çünkü hem güzeldi hemde babaannenin gözüne biraz daha girmenin zararı yok.
"Kızım?"
Kapının dışından sesi gelen Hüra babaanneye içeri gelmesini söyledim. Üstüme ikinci bir deri gibi yapışan bındallı beklediğimden iyi durmuştu, babaanne kapıyı açınca şaşkın şaşkın bana baktı.
"Çok güzel olmuşsun güzel kızım."
Yine hep yaptığı gibi bana sarıldı. Gözleri dolu dolu bir şekilde benden ayrılıp iki elimi tutarak beni baştan aşağıya doğru süzdü. Hayranlıkla bakıp durması artık alıştığım bir şeydi, kimse bana böyle bakmıyor olsada babaanneyi artık sevmeye başlamıştım. Kısa süredir birbirimizi tanıyor olmamıza rağmen beni baya benimsemişti.
"Neden Aran'la evlenmemi bu kadar çok istiyorsunuz?"
Sormam gereken bir soruydu, o da eninde sonunda bunu soracağımı biliyordu.
"Aslında uzun süredir Aran'ın evlenmesini istiyorum, çok güzel bir tesadüf eseri seninle karşılaştım. Yaptığın şeyler, davranışların ve güzelliğinden çok karakterinle seni sevdim. Aran'ın senin gibi biriyle mutlu olacağını düşündüm."
İç çekti.
"Senin sayende yalnız olmayacak."
Aran'ı ne kadar çok sevdiğini görebiliyordum, benden çok değildi ama benimkinden kesinlikle az değildi. Aynı zamanda Aran da belli etmesede onu çok seviyordu. Bunun en büyük örneği sırf o istiyor diye benimle evlenmesiydi.
"Aran'la konuştun mu?"
Bize geldikleri akşamdan beri ne onu görmüştüm ne de konuşmuştuk. Fakat başımı onaylar anlamda salladım.
"Arkadaşlarıyla dışarıya çıkacaklarını söyledi."
Hüra babaanne başını sallayıp, "Ozan onu ikna etmiş dışarı çıkmaları için, yoksa Aran sevmez gece gezmelerini." dedi.
Bir şey söylemedim. O da bir şey söylememi zaten beklemiyordu, beni yalnız bırakarak dışarıya çıktığında koltuğa oturup yapılı saçlarımı umursamadan öne doğru eğilerek başımı ellerimin arasına aldım. Bugün kınamız var ama içimde en ufak bir heyecan yok. Bu sanırım Aran yanımda yok diyeydi, yoksa düğün için şimdiden fazlasıyla heyecan içindeyim. Kına olmasını istesemde babaanne isteyince sesimi çıkartmamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞER
Teen Fiction• Hiç kimse göründüğü gibi değil. Hiç kimse masum değil. Hiç kimse iyi değil. Hiç kimse. • Yetişkin içerik içerir, rahatsız olanlar okumasın.