Yirminci bölüm-
"Dalgın Kadın"
No.1 feat. Melek Mosso- Hiç Işık Yok
|✫ Şura Sayhan
Sözlerinin beni şaşırttığını ifademde belliyken aslında şaşırmamıştım. Çünkü o buydu, davranışlarının böyle olacağını en başından beri biliyordum.
Aran Sayhan, kendisinden olanı kendisiymiş gibi korurdu.
Bakışlarımı fark edince bana doğru baktı, küçük bir gülümsemeyle onu izledim.
"Aran.." diye konuştum.
Söyleyeceğim cümleyi devam etmem için yeniden yüzüme baktı ama ben daha ne söyleyeceğime karar veremeden duyduğum kurşun sesiyle bakışlarımı arkamıza döndürdüm. Siyah lüks bir aracın camından yarısına kadar sarkmış olan maskeli birinin silahını gördüm, onun tekrar sıktığını görünce başımın üstünde el hissettim.
Aran, "Eğil!" diye âdeta kükredi.
Arkamızda olanlardan çok bu adamın hareketleri ve davranışları beni daha çok korkuttuğundan başımı eğerek koltukta bedenimi gizledim. Aran hala bir elini başımdan çekmeden diğer eliyle direksiyonu kullanıyordu.
"Tahmin ettiğim gibi." diye kendi kendine konuştuğunda ne denli sinirlendiğini bir kez daha çok iyi gördüm.
Hiçbir şey söylemeden öylece büzüldüğüm koltukta ona bakarken bakışlarımı fark ederek bana baktı.
"Korkmana gerek yok."
Kendinden emindi ve ben ona kendimden daha çok güvendiğim için başımı sallayarak onayladım. Bakışlarını benden çekip telefonuna uzandı, telefondan arama yaptığında sessizliğimi korumaya devam ettim. Bir yandan da davette Barlas'ın bahsettiği o olayın bu olduğunu düşündüm. Biz çıkar çıkmaz peşimizden gelmiş olmalılardı, iyi de korumalar neredeydi?
Korumasız mıydık şimdi?
"Adamların nerede?" diye kısık sesle soru sordum, bana bakmadı. Benim de bakışlarım onun gibi telefonun ekranında ki aramaya gitti. Aradığı her kimse cevap vermiyordu.
"Efendi-"
Telefon açılır açılmaz sesini duyduğum adamdan hemen sonra içinde olduğumuz araç büyük bir güçle savruldu. İstemsizce çığlık atıp Aran'ın elini sıkı sıkı tuttum. Aran arabanın etrafında dönüşünü rahatlıkla eline aldı, hiçbir şey olmamış gibi soğukkanlıydı.
Elimi sıkı sıkı tutuyor olması dışında hiçbir tepki vermiyordu.
Arabamız iki kez daha yolun ortasında etrafında döndü, eğer büyük ve düz bir yolda olmamış olsaydık sonuçlarının daha kötü olacağından emindim ya da şoför Aran olmamış olsaydı yine sonuçlar çok kötü olurdu. Aran fazlasıyla kontrollü davranıyordu. Araba büyük bir hızla bariyerlere çarptı, hızını yeterince azaltsada çarpmamızı engelleyemedi. Ne olduğunu anlayamadan bariyerlere çarpmadan hemen önce kendimi güvende hissettim.
Aran üstüme eğilmiş ve beni korumuştu.
Üstüme eğildiğinden onun gibi yaparak kollarımı sıkıca boynuna dolayıp, gözlerimi kapattım.
Birkaç dakikalık bir sessizlik oluştu, kulaklarım uğulduyor ve geriye kalan her hangi bir sesi geçersiz kılıyordu. Sımsıkı kapattığım gözlerimi araladığımda Aran koltuğun önüne sığdırdığım bedenimi hiç zorlanmadan kendisine çekti ve beni kucağına aldı. Omuzlarında olan kollarımı ensesine dolayıp, ona daha sıkı sarıldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞER
Teen Fiction• Hiç kimse göründüğü gibi değil. Hiç kimse masum değil. Hiç kimse iyi değil. Hiç kimse. • Yetişkin içerik içerir, rahatsız olanlar okumasın.