Yirmi Dördüncü Bölüm-
"Asılsız Nedenler"
M83- Wait
|✫ Şura Sayhan
Uzun parmaklarımın arasında zarifçe tuttuğum sigarayı dudaklarıma yaklaştırdım ve yeniden derin bir nefes aldım. İçime çektiğim duman göğüs kafesimde biraz dinlendi, dudaklarımın arasından dışarıya usulca üflediğimde gökyüzü gözümde daha da karanlık bir hal aldı.
04.57
Gözlerimi açıp, nefes nefese yataktan kalktığımda saat buydu. Dakikalardır buradayım ama saatin kaç olduğuna dair hiçbir fikrim yok. Bulunduğum odanın küçük ama ferahlatıcı bir balkonu vardı, lakin güneş doğmaya başlamışken biraz olsun ferahlamış hissetmiyordum. Uyanmış ve dakikalarca kendimle boğuşmuştum, lanet bir kabus beni kıskaçlarına almıştı. Uyurken ayrı, uyandığım zaman ise ayrı nefesim kesildi.
Şu an zor olan nefes alabilmekti.
Uyandığım da gözüm Aran'ı dahi görememişti, ki yanımda varlığına dair hiçbir iz yoktu. Kendi kendimi sakinleştirip sonra kendimi yine bu küçük balkonda buldum. Bir elimde sigara, diğer elimde ise sıkı sıkı tuttuğum balkon korkuluğunun ucu vardı.
Aran yoktu.
Sanırım arabadayken uyuyakalmıştım ve o beni bu odaya getirmişti. Acaba başka odada mı uyuyordu? Oteldeyken birlikte uyumak sorun değildi ama burada benden uzak duruyordu. Şu an için düşündüğüm şeyler kabusla ilgiliyken onun zihnimde ki varlığı sakinleşmemi kolaylaştırıyordu. Yanımda olsaydı eğer daha çabuk sakinleşirdim. Hâlâ bile ellerimin arasında ki sigara zor duruyordu, ellerim tir tir titriyordu. Bunun sebebi korku ya da heyecan değildi.
Benim yüzümdendi.
Derin bir nefes aldım ve sigaramı dudaklarımın adasına yerleştirip diğer elimi de korkuluğa sardım. Titremeyi geçirmek için birkaç yöntemim var ama şu an bunları yapamazdım. Aran yanımda olduğu sürece de yapacağımı da sanmıyorum. Yapmam gereken tek şey Aran ile karşı karşıya gelmeden önce bu lanet titremeyi bir an önce durdurmak.
Yüzüme çarpan güneşle doğuya doğru baktım. Uykusuzluktan kızaran bakışlarımı güneşin doğuşuna diktim, sarı, kırmızı, turuncu ve yer yer siyah olan gün doğumu burada oldukça güzel görünüyordu ve sanki güneş biraz daha büyümüş gibiydi.
"Şura?"
Sıkı sıkı tuttuğum cam korkuluğu irkilerek bıraktım, dudaklarımın arasında ki sigara beklemediğim sesle yere düştü. Elimi kalbimin üstüne bırakarak arkama döndüm, Aran üstü çıplak bir şekilde balkon kapının önünde duruyordu ve kaşları çatıktı.
"Şöyle yapmayı ne zaman bırakacaksın?"
İfadesiz gözlerini yüzümde gezdirdi, çatık kaşları gözlerimde özellikle gezindi. Yanıma doğru yaklaşmaya başlayınca ellerimi arkamda birleştirdim, hala deli gibi titriyordu.
"Neyi yapmayı?"
Önümde durdu. Uzun gövdesinin karşısında kendimi küçük hissettim, oysaki o kadar da küçük değilim ama o bana küçük bir kızmış gibi hissettiriyordu.
"Aniden ortaya çıkmayı?"
'Hımm' diyerek beni baştan aşağıya süzdü, bakışları bedenimde geziniyorken yeniden nefessiz kalacağımı hissettim. Tanrı aşkına biraz önce zaten nefes almaya çalışıyordum ben, ne ara yeniden nefes almamayı başardım? Bu adam benden nefesimi bile alıyordu! Haksızlık!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞER
Teen Fiction• Hiç kimse göründüğü gibi değil. Hiç kimse masum değil. Hiç kimse iyi değil. Hiç kimse. • Yetişkin içerik içerir, rahatsız olanlar okumasın.