Uçurum Sırları

2.2K 174 81
                                    

On Yedinci Bölüm-

"Uçurum Sırları"

Anıl Emre Daldal- M

| Şura Sayhan :)

Aran'ın dediği gibi Londra'ya indiğimizde saatler geçmişti. Fakat uçakta hem uyuduğum hemde onun da uyumasını sağladığım için ikimizde iyi durumdaydık. Uçaktan indiğimizde karşımıza dizilen onlarca korumaya bakıp Aran'a doğru yaklaştım. Merdivenlerden aynı anda inerken ona yaklaştığım için bana doğru döndü.

"Bu kadar korumaya cidden gerek var mı?"

Bakışlarını beni rahatsız eden korumalara çevirip, "Var." dedi. Elimi tuttuğunda her şeyi arka plana atıp ona ve varlığına tutundum.

Aşık olmak çok büyük bir aptallık.

Ve ben büyük bir aptalım.

"Yemek yiyelim mi?"

Heyecandan hiçbir şey yemediğimde aklıma geldi, biz evliydik şimdi! Allahım çıldıracağım mutluluktan...

"Yiyelim."

Bize bakan insanların arasında yürüyerek ikimiz için her iki taraftan açılan kapılarla Aran'ın elini bırakmak zorunda kaldım. Aran gözlüklerini takıp şoför koltuğuna geçti, bana kısa bir bakış attığında kahve rengi gözlerini göremediğim gözlüklerine baktım.

"Bildiğim bir yer var."

Nereden biliyorsun acaba, kimlerle gittin de biliyorsun orayı?

Sakın soru sorma Şura, sakın!

"Fark etmez."

Arabayı sürerken yine bana doğru baktı.

"Ne yapacağız senin bu 'fark etmez' halini?"

Omuz silktim ama dikkatini çektiği için mutlu olmuştum. Bir insan bir günde ne kadar mutlu olabilirse o denli mutluydum bir gündür.

"Alışınca geçer."

Gerçekten sadece bana alışmasını bekliyordum, ona alışmayı falan değil. Ben ona her türlü alışırım ama onun için biraz zaman alacaktı. O zamana kadar çok önemli konular olmadığı takdirde umrumda değilmiş gibi, önemsemeden bu kafada olacaktım. Aran önüne döndü.

"Çabuk alış."

İçten içe sırıtarak, lütfen Aran bana çabuk alış, diye dua ettim.

Yemek yiyeceğimiz mekana geldiğimizde biz inmeden çevrede dikkatle dikilen korumaları gördüm. Güvenlik önlemlerini en üst düzeye çıkartmıştı Aran, benimle evlendiğinden beri. Nişanlı olduğumuzda yakınlarımda beni takip eden iki koruma dışında gizli korumaların varlığından da haberdardım ama evlendiğimiz için bu sayı eminim ki üst düzeylere çıkacaktı.

Aranla birlikte lüks restoranta girdiğimiz zaman Aran elini belime yerleştirdi. Beni yönlendirdiği masaya doğru yürüyüp oturdum, karşıma geçip saatini kontrol ederek ifadesiz bakışlarla yanımıza gelen garsona siparişini verdi. Bana doğru döndüğünde bu hâline karşı kaçan iştahım için bir bardak su istedim. 

Hala garson yanımızdayken "Aç değil misin?" diye Türkçe sordu. Başımı iki yana doğru salladım.

"Midem biraz kötü."

Bir şey söylemeden önüne döndü. Garsona bir şeyler daha söyledi ama önemsemeyerek karşımızda ki manzarayı izlemeye başladım.

"Yemekten sonra ben bir yere gideceğim, sen istersen eve geçebilirsin."

ŞERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin