Yirmi ikinci bölüm-
"Olması Gereken"
Sezen Aksu- Zalim
|✫ Şura Sayhan
Gözleri yüzümden bedenime kaydı, güzel kahveleri vücudumu baştan aşağıya süzdü. Bakışlarında gördüğüm karanlık hisle dudaklarım kıvrıldı, sanırım etkilendiğim kadar etkiliyorum.
Göz göze geldik.
"Gidelim mi?"
Sesinde ki yoğunluk kanıma haince sızdı, göz bebeklerinde daha alışamadığım bir duygu vardı. Aran, benden etkileniyordu. Uzun boyunun avantajıyla yüzüme üstten bakıyordu, dip dibe değilmişiz gibi ona yaklaştım. Elimi kaldırıp, düzgün olan yakasını gözlerinin içine bakarak düzeltmiş gibi yaptım.
"Şimdi gidebiliriz."
Bakışları dudaklarıma kaydı, derin bir nefes alarak yakasında olan elimi ceketinin üstünde gezdirdim. Geri çekildiğimde Aran'ın da derin bir nefes aldığını işittim. Ağzım kulaklarımda sırıtırken arkamdan geldiği için ifademi değiştirdim. Yatağın olduğu odada ikimizin telefonlarını ben, koltuğun üstüne bırakılan küçük çantamı da o aldı. Ona telefonunu uzattığımda karşılık olarak çantamı uzattı. Tuhaf bir şekilde yine göz göze geldik.
Ortalık alev almıştı.
Ve ikimizde alevlere karşı sessizdik.
Hatta alevleri bir ben, bir o harlıyordu.
Aramızda olan bu etkileşim her ne kadar hoşuma gitsede Aranda olan bu davranışların sebebini cinsel sebeplere yormadan edemiyorum. Bana doğru çekiliyordu ama bu sadece cinsel arzuları yüzündendi, benden etkilenmesini ve bana çekilmesini elbette seviyorum ve iki yabancı olduğumuz için benden hiç etkilenmeyedebilirdi. Fakat benim tüm duygularıma karşı onun hiçbir şey hissetmemesi aramızda bu durumu ileriye götüremezdi.
Bu sınırı aşmayacağım.
Ne zaman ki bana karşı hissettiği duyguları değişirse o zaman her şey ilerleyebilirdi. Onunla bu yola adım attığımızdan beri küçükte olsa bir ihtimal bana böyle çekileceğini zaten biliyordum ama bana karşı duyguları olmayan biriyle birlikte olmayacağım. Onun için çıldırıyor olsam bile.
Kendi sınırım duygularım yüzündendi, onun duyguları ise sınırlarımı yıkardı.
Aran elimi tutup önümde yürüdüğünde bir anlık şaşkınlık yaşadım, avucumun içinde olan telefonun ekranını açtım ve onun sırtıyla görünen elimin fotoğrafını çektim. Aran yan dönerek bana bakınca hala güzelliğiyle beni büyüleyen fotoğrafa bakıyordum.
"Paylaşacak mısın?"
Nazar değdirmeyeceklerse, evet.
Parmak uçlarına tutunarak yanında yürümeye başladım, aynı zamanda başımı sallayarak onu onayladım.
"Bunu arada yapmam gerekiyor."
Aran ilgili bakışlarını yüzümde gezdirdi, dün akşamdan beri hissettiğim duygular yüzünden hala uçuyormuşum gibi hissettiğimden mutluydum. Bakışlarını önüne çevirdi, bakılası biriydi. Saatlerce hiçbir şey yapmadan ona bakabilir ve ona baktığım her an yeniden aşık olabilirim.
Bu adamın aşkı beni bir gün öldürecek.
"Nasıl istiyorsan onu yap." diyerek paylaşım yapmama başka bir şey söylemedi. Alt dudağımı dişlerimin arasına alıp, "Seni de etiketleyeceğim." dediğimde asansörün kapısını açmak için düğmeye bastı. Bakışlarımız birbirini buldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞER
Teen Fiction• Hiç kimse göründüğü gibi değil. Hiç kimse masum değil. Hiç kimse iyi değil. Hiç kimse. • Yetişkin içerik içerir, rahatsız olanlar okumasın.