Ali Rıza gördüğü adamdan hemen bakışlarını çekti. Yere düşen ve kırılan bardağa baktı. Yerinden kalktı kırılan bardağı toplamak için eğildi. Kırıkları topladı ve kahvehanenin içine girdi. Alp de onun arkasından içeriye girdi. Ali Rıza elindeki cam kırıklarını çöpe attı.
"Ali Rıza"
Ona seslenen Alp ile ona döndü.
"Efendim"
Alp yüzüne bir tebessüm yerleştirdi.
"İyi misin?"
Ali Rıza aynı şekilde gülümsedi.
"İyiyim, birden elimden kaydı."
Alp, Ali Rıza'nın elini tuttu ve inceledi.
"Bir yerini kesmedin değil mi?"
Konuşurken bir yandan da elini inceliyordu. Kesik olup olmadığına bakıyordu. Ali Rıza bu görüntüyle gülümsedi. Etrafa baktığında çok kişi olmadığını gördü. Zaten şu anki durdukları yerden dolayı kimse onları görmüyordu. Çaydanlık tezgahı onları kapatıyordu.
Ali Rıza, Alpin elini tuttu ve dudaklarına götürdü.
"Sevgilim, iyiyim."
Konuştuktan sonra ellerine birkaç öpücük kondurdu. Alp bu hareketle gülümsedi.
"Ali Rıza biri görecek"
Ali Rıza gülümsedi.
"Kimse görmez merak etme."
Konuştuktan sonra tekrar Alp'in ellerini dudaklarına götürdü. Hatta hızını alamadı ve üst üste öpücükler kondurdu. Alp ise sevgilisinin bu hallerine gülümsedi. Demin aklını kurcalayan o görüntüyü unutmuştu bile.
"Sedat"
Dışardan gelen sesle ikilinin bakışları kapıya doğru gitti. Bu Musa'nın sesiydi. Alp merakla dışarı çıkarken Ali Rıza göz devirdi ve ceketini düzeltti sonra da giden Alp'i takip etmeye başladı.
Alp dışarı çıktığında Musa'nın demin arabadan inen adama sarıldığını gördü. Alp, demek ki tanışıyorlar diye geçirdi içinden. Sedat'tan ayrılan Musa arkasına döndü ve Ali Rıza'yı gördü.
"Bak Ali Rıza kim gelmiş"
Ali Rıza gülümsedi. Ama pek sıcak bir gülüş değildi.
"Hoşgeldin Sedat"
Konuştuktan sonra ona elini uzattı. Sedat ona uzatılan ele bir de Ali Rıza ya baktı. O eli umursamadı ve Ali Rıza ya sarıldı. Ali Rıza ona bakan gözler yüzünden sarılışa karşılık verdi. Şimdi eğer öyle kalırsa emindi ki başta Alp olmak üzere hepsi bunu sorgulayacaktı.
Ayrılmalarıyla Ali Rıza hiç ona bakmadı ve Alpin yanına gitti. Herkes kısa bir an ne yapacağını bilmediği için öyle birbirine baktı. Musa bu sessizliği bozmak için konuşmaya başladı.
"Arkadaşlar bu Sedat bizim çocukluk arkadaşımız."
Sonra eliyle Emrah'ı gösterdi.
"Bu Emrah, Yavuz ve Alp. Onlar da bizim mahallemize yeni taşındılar."
Sedat sırayla onların elini sıktı. Ama Alpin elini sıkarken çaktırmadan da onu süzmeden edemedi. Hepsi tanıştıktan sonra demin oturdukları masaya oturdular. Dinçer kendini geriye yasladı ve elini Yavuz'un sandalyesinin üstüne koydu.
"Seni hangi rüzgar attı buraya."
Sedat gülümsedi.
"Mahalleme gelemez miyim?"
Dinçer gülümsedi.
"Hayır yanlış anladın. Giderken sanki daha hiç dönmeyecek gibiydin de ondan. Bir de baya yıl geçti."
Sedat gülümsedi ve çayından bir yudum aldı.
"Giderken aklımda gelmek yoktu."
Sonra Ali Rıza ya döndü.
"Ama buraları özledim."
Deminki an ile Alp tek kaşını kaldırdı ve yerinden dikleşdi. Ne diyor bu adam? Alp derin bir nefes aldı.
"Ali Rıza hadi biz bakkala gidelim. Canım dondurma çekti."
Konuşurken elini Ali Rızanın kolunun üstüne koydu ve gülümsedi. Çaktırmadan da göz ucuyla Sedat'a baktı. Ali Rıza başını tamam anlamında salladı ve ayağa kalktı.
"Bir şey isteyen var mı?"
Başlarını olumsuz anlamda salladılar. İkili aldıkları yanıtla bakkalın yolunu tuttu. Yürürken ikisinden de ses çıkmadı. Alp bakkala yaklaştıklarında Ali'yi kolundan tuttu ve iki evin arasındaki boşluğa çekti. Ali Rıza simdi onun ve evin duvarının arasındaydı. Elini de duvara koydu.
"Yavrum bu kadar mı özledin beni?"
Ali Rıza gülümseyerek konuştu ve Alp'e doğru eğildi. Tam dudaklarını birleştirecekti ki Alp elini Ali Rızanın omzuna koydu ve duvara doğru yavaşça itti.
"Yok sana öpücük. Önce bana gerçekleri anlat"
Ali Rıza kaşlarını çattı
"Hangi gerçekler?"
Alp elini tekrar duvara dayadı ve tek kaşını kaldırdı.
"Şu gözlerinin içine bakarak özledim diyen Sedat ile ilgili gerçekle"
Ali Rıza yutkundu.
"Yok bir gerçek"
Alp elini duvardan çekti ve diğer evin duvarına doğru yaslandı. İkili şimdi karşılıklı bir şekilde duruyordu.
"Bak Ali Rıza eğer ben kafaya takarım yada kıskanırım diye bir şeyler söylemiyorsun ben daha çok kafamda kurar ve kıskanırım haberin olsun"
Ali Rıza duyduklarıyla gülümsedi. Sonra derin bir nefes aldı.
"Biz Sedat ile eski sevgiliyiz"
Duyduklarıyla Ali Rıza'nın omuzları çöktü. Böyle olduğunu zaten tahmin etmişti. Ali Rıza elini Alp'in çenesine koydu ve kafasını kaldırdı şimdi ikili göz gözeydi.
"Niye düşünüyorsun o kurban olduğum yüzünü. Adı üstünde eski."
Alp hafif bir tebessüm etti.
"Peki niye ayrıldınız"
Ali Rıza bu konuları konuşmak istemezse de Alpin merakını gidermeden gülmeyeceğini ve kafasında kurmayı bırakmayacağını bildiği için konuşmaya başladı.
"Üniversite zamanlarında ondan hoşlandım veya hoşlandığımı sandım. Sonra mezun oldunca ona açıldım. Birkaç ay sevgili olduk sonra da sevgili olduğunu ve yakında evleneceklerini öğrendim."
Alp duyduklarıyla stresten dudaklarını dişledi.
"Çok sevdin mi onu?"
Ali Rıza, Alp'e doğru gitti ve elini tuttuktan sonra kalbine götürdü.
"Bu kalp ilk kez bu kadar hızlı atıyor. Bu gözler ilk kez birini hep arıyor. Alp ben daha önce hiç kimseyi bu kadar çok sevmedim. Geçmişi unut çünkü ben unutalı yıllar oldu. Benim için tek önemli şey bu an. Seninle geçirdiğim her salise bile benim için önemli."
Alp duyduklarıyla dayanamadı ve Ali Rıza ya sarıldı.
"Benim senin aşkından asla şüphem yok. Sadece kıskandım"
Ali Rıza kolları arasındaki adama daha sıkı sarıldı. Ayrıldıklarında hala elleri birbirinin belindeydi.
"Alp herkesi boşver çünkü benim gözüm senden başkasını görmez."
"Benim de göremez Ali Rıza"
Alp konuştuktan sonra dudaklarını birleştirdiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Reis | Gay
General FictionÜç arkadaş yeni bir mahalleye taşınırlar. Ama o mahallede beklemedikleri bir şeyler vardı. Dostluk ve en önemlisi aşk gibi