Emrah elindeki bardakları masaya bıraktı ve kendini yerdeki minderlere kendini attı. Kamptaki son günleriydi. Yarın sabah erkenden gideceklerdi. Biraz daha kalacaklardı ama Yavuz'un katılması gereken acil bir ameliyat çıkmıştı. Yavuz onların kalmasını söylese de arkadaşları onu dinlememiş hepsi beraber gideceklerdi. Emrah ona doğru koşan Ecrin'i görünce minderde doğruldu ve kollarını açtı. Ecrin ona kollarını açan adamla gülümsedi ve daha hızlı koştu. Emrah'ın kollarının arasına girince sıkıca sarıldı. Emrah bu davranışla gülümsedi. Sonra kamp alanına şöyle bir göz attı. Alp ve Ali Rıza sarmaş bir şekilde gökyüzünü izliyorlardı. Dinçer, Yavuz, Musa ve Esma ise masanın kenarında oturmuş sohbet ediyorlardı. Ecrini kucağına aldı ve tombul yanaklarını sıktı.
''Sen beni mi özledin?''
Ecrin başıyla Emrah'ı onayladı.
"Bir de beni onaylıyor yaa"
Ecrin'in başını ellerinin arasında aldı ve dişlerini sıkarak ona baktı.
"Küçüğüm ben senin o tombul yanaklarını ısıra ısıra bitiririm."
Ecrin karşısındaki adamın dediklerini tam anlamasa da gülümsedi ve ellerini Emrah'ın yüzüne koydu. Emrah bununla daha çok gülümsedi.
Ali Rıza elindeki termostaki çayı Alp'e uzattı ve yanına oturdu. Alp'in üşüdüğünü düşündüğü için ona çay getirmişti. Hava zaten hafif soğuyordu. Ne kadar çadırda veya ateşin orada oturmayı teklif etse de onun inatçı sevgilisi bunu kabul etmemişti. alp beraber güzel zaman geçirmek istiyordu. Ateşin oraya giderlerse baş başa kalamayacaklardı. Bu kamp onun çok hoşuna gitmişti. Kampa gelmeden önce aralarında istemezse de bir soğukluk vardı. Sedat yüzünden aralarında görünmez bir soğukluk vardı. Alp, Sedat ve Ali Rıza'yı ne zaman yan yana görseydi kıskançlığı tutuyordu ve istemeden de olsa Ali Rıza'ya soğuk davranıyordu. Ama şimdi araları çok iyiydi. Umarım nazar değmez diye içinden geçirmeden de edemedi.
Alp çayından bir yudum aldı ve sevgilisine daha çok sarıldı. Ali Rıza bununla gülümsedi. Alpin yanındayken bir kediye dönüşüyor olması onun çok hoşuna gidiyordu. Normalde temastan çok hoşlanmazdı ama artık çok seviyordu. Alp ile yan yana olduklarında ya onu kendine çekiyor yada elini tutuyor veya saçını okşuyordu. Bu artık onun bir huyu olmuştu. Alp onu çok değiştirmişti mesela önceden tatlı sevmezdi ama şimdi yemeye başlamıştı. Eskiden çok çabuk parlardı ama şimdi daha sakin olma yolunda ilerliyordu yada eskiden fazla gülmezdi ama şimdi yüzünde gülüş eksik olmuyordu ve bunların hepsi şuan kolları arasında olan güzel adamın eseriydi. Güzel sevgilisi onu değiştiriyordu ve o bundan hiç şikayetçi değildi aksine bu değişim onun da hoşuna gidiyordu.
"Ali"
Ali Rıza ona seslenen sevgilisine baktı.
"Efendim sevgilim"
Alp gülümsedi
"İyi ki buraya gelmişiz."
Bu sefer Ali Rıza da gülümsedi. Alp'in saçlarına bir öpücük kondurdu ve güzel kokusunun ciğerlerine kadar çekti.
"Evet, iyi ki geldik. Hem bu geliş ikimize de çok iyi geldi. aşkımıza daha güzel bir soluk getirdik"
Alp, Ali Rıza'nın son cümlesinde son zamanlardaki soğukluğa değindiğini anlamıştı. Yüzündeki gülüş az da olsa azaldı. Sonra konuşması gerektiğini düşünerek konuşmaya başladı. Bu olaylarda Ali Rıza'nın suçu olmazsa da ona yüklenmişti. Sonuçta Sedat kendisi geliyordu ve Ali Rıza, Sedat geldiğinde gereken mesafeyi koruyordu. Hatta gerekmedikçe onunla konuşmuyordu bile.
"Özür dilerim..."
Oturduğu yerde doğruldu.
"Son zamanlarda senin suçun olmamasına rağmen aramıza bir soğukluk koydum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Reis | Gay
Fiction généraleÜç arkadaş yeni bir mahalleye taşınırlar. Ama o mahallede beklemedikleri bir şeyler vardı. Dostluk ve en önemlisi aşk gibi