Alp yavaş ve paytak adımlarla durağa doğru yürüyordu. Biri onu görse sarhoş olduğunu düşünürdü ama o sadece sabahın köründe kalkan okula gitmesi gereken uykulu bir çocuktu. Durağın önüne keşince kendini durağın buz gibi olan demir oturanına attı. Demirin buz olmasıyla yüzünü ekşitsede yerinden kalkmadı. Fazla uykusuydu, fazla yorgundu ve fazla mutsuzdu. En çok da fazla mutsuzdu. Dün geç saatlere kadar ödeviyle uğraşmıştı.
Gözlerini kapalıyken duyduğu korna sesiyle kaşlarını çattı. Tekrar bir korna sesi görmesiyle sinirle homurdandı.
"Kim lan bu sabahın köründe dan dan dan diye"
Gözlerini açtığında durağın önünde Ali Rıza'nın arabasını gördü. Çatılı kaşları otomatikman düzledi. Hatta yüzü şefkatli bir hal aldı.
"Hadi atla"
Alp'in dudağının kenarı kıvrıldı ve çantasını aldığı gibi yerinden kalktı. Arabanın kapısını açtı ve arabaya bindi. Ali Rıza gülerek ona baktı. Ali Rıza arabayı sürmeye başladı.
"Günaydın"
Alp kemeri bağladıktan sonra ona döndü.
"Bana gün pek aymadı yaaa"
İsyankâr bir sesle konuşmuştu. Fazla mutsuzdu kim bu saate uyanıp bu kadar mutlu olurdu ki?
Ali Rıza, Alp'in bu tatlılığına gülmeden edemedi.
"Kim dersi bu kadar erkene koyar ki. Hayır yani bir de o kadar ödev veriyor, ben ne ara ödev yapayım ne ara uyuyayım. Hayır özel hayatımı saymıyorum bile. Bu Allah'ın kulu bir gezmesin mi? Bir etkinlik veya festival yüzü görmesin mi? "
Kırmızı ışık yandığı için Ali Rıza arabayı durdurdu. Sonra derin bir nefes aldı ve Alp'e döndü.
"Alp"
Alp de ona döndü.
"Efendim"
"Bu kadar tatlı olma"
Alp duyduğu şeyle şaşırdı. Böyle bir iltifat beklemiyordu. Bir şey demek için ağzını açtı ama diyecek bir şey bulamadığı için sustu ve önüne döndü.
"Yeşil yandı hadi sür arabayı"
Ali Rıza güldü ve arabayı çalıştırdı. Yoldan bakışlarını Alp'e çevirdi.
"Utanınca da çok tatlı oluyorsun"
Alp ona şaşırmış gibi baktı.
"Kim utanmış? Ben mi?"
Eliyle kendini gösterdi.
"Asla, ne utanması canım yaa. Sen bence gözlere bir baktır. Hayır bir de avukatsın millet sana güvenerek dava veriyor. Sen her şeyi böyle yanlış anlayıp üstüne bir de yanlış görürsen başın fena yanar. Sonra bak davalık olursun. En sonda beş parasız orta-"
Ali Rıza'ya dönmesiyle yüzünde şırıltılıyla ona baktığını gördü. Bu bakış onu susturmuştu. Ali Rıza arabayı kenara çekmiş gülerek ona bakıyordu. Bu güzel görüntünün her saniyesini kaçırmak istemiyordu. Yüzündeki gülümseme gitti ama hâlâ Alp'e bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Reis | Gay
Fiksi UmumÜç arkadaş yeni bir mahalleye taşınırlar. Ama o mahallede beklemedikleri bir şeyler vardı. Dostluk ve en önemlisi aşk gibi