Yavuz elindeki bardağı masaya koyduktan sonra tekrar mutfağa gitti. Kahvaltılığın hepsini içeriye götürmüştü sadece çaydanlık kalmıştı onu da masaya koyduktan sonra Dinçer'in odasına gitti. Dinçer aynanın karşısına geçmiş kravatını bağlıyordu. Bu görüntüyle gülümsedi.
"Bağlamamı ister misin?"
Dinçer konuşan sevgilisine döndü. Kendi kıyafetleri içinde çok tatlı duran sevgilisiyle sırıtmadan edemedi.
"Olur"
Konuştuktan sonra kravatını Yavuz'a doğru uzattı. Yavuz aynanın karşısındaki bedene doğru yürüdü ve kravatı elinden aldı. Sonra ona biraz daha yaklaştı ve kravatı boynundan geçirdi. Yavuz kravatı bağlarken Dinçerin eli onun kıvırcık saçlarına gitti. Dalgalı saçlarla biraz oynadı.
"Saçlarının bu hâlini daha çok seviyorum."
Yavuz gülümsedi
"Gerçekten mi?"
Dinçer başını salladı.
"Evet çok güzel. Sana bu kadar yakışmazsa düzleştirme böyle takıl diyeceğim ama kıvırcık saçla daha bir güzel ve tatlı oluyorsun."
Yavuz kaşlarını çattı.
"Düz saçlı kötü mü oluyor yani"
Dinçer duyduğu soruyla şaşırdı. Böyle bir cevap beklemiyordu.
"Hayır öyle demek istemedim. Yani dediğim her halinle güzelsin ama dalgalı saçlarınla daha bir güzelsin."
Yavuz kendini anlatmaya çalışan adamla güldü.
"Sakin ol şampiyon şaka yaptım."
Gülümseyerek konuşan Yavuz ile Dinçer de gülümsedi. Yavuz'un onu asla yanlış anlamasını istemiyordu. Onu küçük bir yanlış anlaşılma için kırmak veya üzmek istemiyordu. Tek istediği şey Yavuz'un o güzel gülüşünü görmek ve yüzünden asla silmemek.
Yavuz kravatı bağlamayı bitirince bağladığı kravata baktı. Sonra da Dinçer'i şöyle bir süzdü. Gözüne fazla yakışıklı gelmişti. Ellerini Dinçer'in saçlarına koydu ve dağıttı. Sonra da bozulan saçlarıyla yüzünü kapattı. Yavuz ellerini çekince Dinçer yüzündeki saçları geriye itti.
"Sevgilim ne yapıyorsun acaba?"
Yavuz omuz silkti ve sonra arkasını döndü ve tam gidecekken konuşmaya başladı
"Sende bu kadar yakışıklı olmasaydın"
Konuştuktan sonra yürüdü. Dinçer duyduğu şeyle gülümsedi ve hızla Yavuz'a yetişti. Ellerini beline doladı ve onu kendine doğru çekti. Arkadan sarıldığını için başını omzuna koydu. Sonra boynuna minik bir öpücük kondurdu.
"Sen hem bu kadar tatlı olmayı hem de bu kadar şirin olmayı nasıl beceriyorsun acaba"
Yavuz duyduklarıyla Dinçer'e döndü.
"Yavrum bunlar meslek sırrı"
Dinçer güldü.
"Yalnız ben senin o yavrum diyen ağzını yeme"
Yavuz, Dinçer'in kollarından kurtuldu.
"Beni yeme zeytin ekmek yee. Acıktım daa"
Konuştuktan sonra tekrar Dinçere sırtını döndü ve mutfağa gitti. Dinçer ise arkasından öylece baka kaldı.
"Bugün romantik mi yoksa odun mu onu çözemedim"
Kendi kendine konuştuktan sonra o da mutfağa sevgilisinin yanına gitti.
__________
Arkadaşlar bayadır aktif değilim kusura bakmayın. Bu aralar fazla yoğunum ama birkaç güne bu yoğunluk bitecek inşallah o zaman bol bol bölüm atmaya çalışacağım.
Bu bölüm yeni bölüm gelene kadar size çerezlik bir bölüm olsun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Reis | Gay
General FictionÜç arkadaş yeni bir mahalleye taşınırlar. Ama o mahallede beklemedikleri bir şeyler vardı. Dostluk ve en önemlisi aşk gibi