Alp elindeki çaylarla içeriye girerken Ali Rıza ona yardım etmek için ayağa kalkacaktı ki Alp bunu anladığı için kaşlarını havalandırdı ve kalkmamasını istedi. Ali Rıza oturan Tunç'a bir de Alp'e baktıktan sonra mecburen oturdu.
Alp çayları da dağıtınca abisinin yanına oturdu. Fazla gergindi resmen kendini istemede gibi hissediyordu. Gerginliği bu sessizlikte daha da artıyordu.
"Abicim tanıtayım komşumuz Musa abi ve eşi Esma abla."
Sonra eliyle Emrah'ın kucağındaki bebeği gösterdi.
"Bu prenses de onların kızı Ecrin."
Önce Emrah'a sonra kucağındaki kıza baktı. Her zamanki Emrah işte diye geçirdi içinden. Her zaman kendini çocuklara sevdirirdi. Şeytan tüyü vardı bu çocukta.
Sonra eliyle Ali Rıza ve Dinçer'i gösterdi.
"Ali Rıza ve Dinçer abi onlar da mahalleden arkadaşlarımız."
Tunç kardeşinin Ali Rıza demesine takılmadan edemedi. Karşısındaki adam onunla yaşıt gibi duruyordu yada biraz küçük. Sonra aklına gelen şeyle gülümsemeden edemedi. Kardeşinin bu kadar gergin oturmasının ve kardeşine sarılırken ona dik dik bakan adamın bakışlarının tek bir açıklaması vardı. Küçük kardeşi sevgili yapmıştı.
Tunç gülümsedi.
"Bende Tunç bu küçük bebeğin abisiyim."
Konuştuktan sonra Alpin saçlarını okşamıştı. Alp kendini abisinin kollarından kurtarmaya çalıştı.
"Yaaa abi çocuk muyum ben?"
Konuştuktan sonra kendini abisinin kollarından kurtardı. Zaten abisi arada onu böyle severdi ama şuan Ali Rıza'nın yanında yapması onu sinirlendirmişti.
Zaten Tunç'un amacı da buydu. Kardeşini sinirlendirmek. Bilindiği sevgili yapmıştı ve ona söylememişti. Şimdi bu yürüyen bıyık kardeşini de öpmüştür. Hemen başını olumsuz anlamda salladı. Sanırım bunu düşünmemesi gerekiyordu.
"Neden geleceğini söylemedin?"
Tunç, Emrah'ın dedikleriyle ona döndü. Çayından bir yudum aldı ve geriye yaslandı.
"Niye karşılamaya mı gelecektin."
Emrah yüzünü ekşitti.
"Yok evden gidecektim. "
Tunç sinirle karşındaki adama baktı.
"Ne zaman gidiyorsun inşallah."
Emrah'ın sorusuyla Yavuz ona kötü kötü baktı. Daha adam eve geleli birkaç dakika olmuş ve ne zaman gideceğini soruyordu.
"Daha bismillah yeni geldim Emrah. Abini hemen gönderme telaşına girmişsin."
Emrah duyduklarıyla göz deviridi. O ve Tunç hiç anlaşamazlardı. Aralarında hep bir didişme vardı. Tunç küçükken Emrah'la hep uğraşırdı böyle olunca da Emrah ondan gıcık kapıyordu. Hep oyun oynar Alp'i alır onu almazdı.
Emrah konuşan adama cevap dahi vermedi ve kucağındaki çocuğu sevmeye başladı. Onu ciddiye alıp cevap bile vermek istemiyordu. İnşallah en kısa zamanda gider dedi.
Tunç kardeşine döndü.
"Annemin haberi var mı döndüğünden"
Tunç yurt dışında yaşıyordu. İlk başta işi buradaydı ama sonra yurt dışına açılınca oradaki şirkete müdür olarak atanmıştı. Son birkaç yıldır oradaydı. Tunç takı tasarlıyordu. İlk başlarda küçük bir şirketlerdi birkaç üniversite arkadaşıyla ortak olarak açmışlardı ve zamanla büyüyüp kocaman bir şirket olmuşlardı. Belli ülkelerde atölyeleri vardı. Ve çoğu ülkeye satış yapıyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Reis | Gay
Fiction généraleÜç arkadaş yeni bir mahalleye taşınırlar. Ama o mahallede beklemedikleri bir şeyler vardı. Dostluk ve en önemlisi aşk gibi