Pazar Kahvaltısı

11.3K 744 125
                                    

Bu bölümü yazarken aklımda Model- Bir Pazar Kahvaltısı çalıyor
________________
Ali Rıza gözünü açtığında nerede olduğunu anlamaya çalıştı. Etrafa baktığında Alplerin evinde olduğunu anladı. Tam yerinden doğrulacaktı ki omzundaki ağırlıkla durdu. Yana döndüğünde Alp'in başını onun omuza koyduğunu gördü. Dün akşam en son onun omzuna başını koymuştu. Demek ki öyle uyuya kalmışlardı. Alp'in üstünden attığı pikeyi tekrar omzuna koydu.

Alp yerinde kıptaştı ve başını onun omzuna sürttü. Sonra da belinde olan kolları sıklaştırdı. Ali Rıza bununla gülümsedi. Alp ise uyumaya devam etti. Ali Rıza, Alp'i daha rahat görebilmek için başını biraz daha geriye yasladı. Bir müddet onu izledi. Bir insan uyurken bile bu kadar güzel olur mu diye düşünmeden edemedi. Alp onun yıllar önce kilit vurduğu kalbini tekrar canlandırıyordu. Alp'in yüzünü bile görmek kalbinin atışlarını hızlandırıyordu.

Mutfaktan gelen seslerle ev halkının uyandığını gördü. Cebinden çıkardığı telefonuyla saate baktı. Saat on bire geliyordu. Koltuğun kenarındaki kırlenti aldı ve bacaklarının üstüne koydu. Sonra Alp'in başını yavaşça kırlentin üstüne koydu. Bacaklarını yavaşça yana çekti ve kırlenti koltuğun üstüne bıraktı. Alp'in üstünden düşen pikeyi tekrar üstüne örttü.

Kırışan pantolonunu ve gömleğini düzeltti. Böyle uyuduğu için üstleri kırılmıştı. Mutfağa doğru gittiğinde kahvaltı hazırlayan Dinçer ve Yavuz'la karşılaştı.

Dinçer duyduğu ayak sesleriyle arkasına döndü. Ali Rıza'yı görünce yüzünde bir gülümseme oluştu.

"Günaydın"

Ali Rıza saçlarını karıştırdı.

"Günaydın"

Sesi uykulu çıkmıştı. Yavuz da duyduğu sesle arkasına döndü. Ali Rıza, Yavuz'a baktı.

"Kusura bakma Yavuz. Dün öyle uyumuşum"

Yavuz gülümsedi.

"Sorun değil"

Yavuz konuştuktan sonra domatesleri dilimlemeye devam etti. Dinçer, Ali Rıza'nın yanına gitti.

"Kardeşim evden gelirken sana üst getirdim istersen üstlerini değiştir"

Dinçer sandalyeye astığı poşeti ona uzattı. Ali Rıza poşeti eline aldı ve arkadaşının omuza dostane bir şekilde vurdu.

"Sağ ol"

Dinçer önemli değil dercesine başını salladı ve Yavuz'un yanına gitti. Ali Rıza da elindeki poşetle banyoya doğru yürümeye başladı.

Dinçer hazırladıkları kahvaltılıkları mutfaktaki masanın üstüne koydu. Yavuz elindeki domatesi kesmeyi bitirince salatalığı soymak için lavabonun önüne geldi. Salatalığı soyarken birden dalgınlığına geldi ve parmağını da kesti. Ağzından kısık bir inilti çıktı. Birden parmağını tutarken gelen acıyla bu sefer sesli inledi.

Dinçer duyduğu sesle arkasına döndü. Yavuz'un elini tutuğunu görünce ona doğru gitti.

"Elini mi kestin?"

Yavuz başını salladı.

"Dur bakayım"

Elini tuttu ve parmağındaki kanı gördü. Musluğu açtı ve tuttuğu parmağı suyun altına götürdü. Suyu kapattı ve eline aldığı peçeteyle parmağı tuttu. Yavuz parmağındaki bakışlarını Dinçer'e çevirince fazla yakın olduklarını gördü. Dinçer kafasını eğmiş parmağına bakıyordu. Dinçer'i ilk kez bu kadar yakından görüyordu. Dinçer'in zaten bir karizması vardı ama yakından daha bir karizmaydı. Burnuna gelen çam kokuyla yutkundu. Bu koku yatağında yattığı zaman aldığı kokuydu. Bu koku ona başka bir hava katmıştı. Kalbinin bir tık hızlandığını görmesiyle gözlerini kocaman açtı. Sonra hemen elini çekti.

Reis | Gay Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin