Bir Yemek Meselesi

7.7K 596 89
                                    

Alp taksiden indikten sonra önünde olduğu binaya baktı. Okuduğu tabelayla binaya girdi. Merdivenleri çıktıktan sonra geldiği kapının önpnde durdu ve zile bastı. Kısa süre sonra kapı açılınca elindeki poşeti havaya kaldırdı.

"Süprizzz"

Gülümseyerek Ali Rızaya doğru konuştu. Ali Rıza gördüğü adamla şaşırdı. Bugün büroda baya işi vardı Alp'de ona sürpriz yapmak istemişti.

"Hoş geldin"

Alpin elinden tuttu ve içeriye çekti. Odasına girene kadar da elini bırakmadı. Oda biraz dağınıktı. Masanın üstünde bir sürü dosya vardı.

"Ortalık biraz dağılmış gibi."

Alp'in dedikleriyle Ali Rıza gülümsedi. Birkaç dosyayı topladı. Alp elindeki poşeti komodinin üstüne koydu.

"Açsındır diye sana yemek getirdim."

Alp'in yanağına öpücük kondurdu.

"Çok teşekkür ederim."

Sonra etrafa baktı.

"İstersen mutfağa geçelim. Daha rahat olur"

Alp duyduğu şeyle başını salladı. Sonra demin bıraktığı poşeti tekrar aldı. Ali Rıza önde o arkada mutfağa doğru gittiler. Alp yürürken etrafı inceliyordu. Buraya ilk gelişiydi. Dışardan birkaç kez görmüştü ama hiç içine girmemişti.

"İşlerin çok mu?"

Alp elindeki poşeti yemek masasının üstüne koydu. Ali Rıza da tabakları çıkarırken Alpin sorusuna cevap verdi.

"Evet, Dinçer de yok. Tek başıma kaldım. Yeni dava aldık. Dava da maşallah neresinden tutsan elinde kalıyor."

Ali Rıza tabakları masaya koydu sonra da çatalları çıkardı. Alp poşetten saklama kabını çıkardı.

"Sana kendi ellerimle yemek yaptım"

Ali Rıza gülümseyerek sevgilisine döndü. Boynuna yaklaştı ve derin bir nefes aldı sonra da kokusunu içine çekti.

"Ellerine sağlık. Keşke kendini yormasaydın."

Alp gülümsedi.

"Yorumladım ki"

Omuz silkti.

"Hatta benim için zevkti."

Yemekleri tabaklara koydu. Sonra ikisi sandalyeye oturdu. Alp yemeğinden bir kaşık alan Ali Rıza'ya heyecanla baktı. Tepkisini çok merak ediyordu. Ali Rıza ağzına gelen tatla yüzünü ekşitmek istese de kendini sıktı. Sonra yüzüne yemeğini beğendiğine dair bir ifade takındı.

"Nasıl olmuş"

Ali Rıza gülümsedi.

"Harika"

Alp aldığı cevapla memnun olmuşçasına gülümsedi.

"Gerçekten mi? Bu tek başıma yaptığım ilk yemek. Çoğunlukla yemeği Emrah'la beraber yaparız"

Alp konuştuktan sonra kaşığı eline aldı ve kendi tabağına koyacaktı ki Ali Rıza onu durdurdu.

"Onu da ben yiyeceğim. Sen salatadan falan ye."

Alp kaşlarını çattı.

"Neden?"

Sonra aklına gelen şeyle kaşları eski halini aldı.

"Yemek kötü olmuş değil mi?"

Ali Rıza başını olumsuz anlamda salladı.

"Hayır çok güzel olmuş. Bu yüzden sadece ben yemeliyim. Hem bana yapmadın mı o yüzden sadece ben yiyeceği. Sen salata falan ye"

Alp karşısındaki adama gözlerini kısarak baktı.

"Ali Rıza ellerini çek."

Alp kesin bir sesle konuşunca Ali Rıza ellerini çekti. Ali Rıza ellerini bırakınca yemekten bir kaşık aldı. Ağzına gelen tatla yüzünü ekşitti. Kaşığı hemen masaya bıraktı. Bardağın içindeki suyun hepsini içti.

"Yaa sen bunu nasıl yedin."

Bardağa tekrar su doldurdu ve içti. Yemeğin berbat bir tadı vardı. . Ali Rıza gülümsedi.

"Benim sevdiğim bana kendi elleriyle yemek yapmış ben onu yiyeceğim tabii."

Ali Rıza tekrar yemekten bir kaşık alınca Alp yerinden kalktı. Ali Rıza'nın yanına gelince kaşığı elinden aldı.

"Yeme zehirlenirsin"

Ali Rıza duyduğu şeyle kahkaha attı. Sonra Alp'in elinden tuttu ve yan bir şekilde bacağına oturttu. Alp üzgünce sevgilisine baktı.

"Özür dilerim, sadece sana yemek yapmak istemiştim. Seni biraz mutlu etmek istemiştim"

Ali Rıza, Alpin ellerinden tuttu ve dudaklarına götürdü. Birkaç buse kondurdu.

"Özür dileyecek bir şey yok. Hem senin benim yanıma gelmen bile beni dünyadaki en mutlu adamı yapıyor. Sen yanımda ol o bana yeter."

Alpin elleri Ali Rıza'nın yanağına gitti ve sıktı.

"Yaaa sen ne kadar tatlı bir adamsın"

Ali Rıza'nın kaşları havalandı. Alp hâlâ yanaklarını sıktığı için yüzü fazla tatlı ve masum duruyordu.

"Tatlı mı?"

Alp başını olumlu anlamda salladı.

"Hemde çok tatlı bir adamsın"

Konuştuktan sonra sıktığı yanakları serbest bıraktı. Ali Rıza yanaklarını ovdu.

"Nerem tatlı ulan benim."

Ali Rıza, Alp'in yüz ifadesini fazla tatlı bulunca kendini tutamadı ve dudaklarına bir öpücük kondurdu. Kısa bir öpücüktü. Ali Rıza beklemediği için şaşırdı. Alp tekrar dudaklarına bir öpücük kondurdu. Tam geri çekilecekti ki Ali Rıza elini ensesine koydu ve hafif ayrılan dudakları tekrar birleştirdi. Alp elini Ali Rıza'nın omzuna koydu öpüşmeleri biraz daha derinleşti. Birkaç saniye sonra büronun kapısı çalınca ikili ayrıldı.

Alp oturduğu yerden kalktı. Ali Rıza da sandalyeden kalktı. Ali Rıza kırışan gömleğini düzeltti ve kapıya doğru gitti. Alp ise dağılmış saçlarını düzeltti. Sonra masanın üstündeki bardağa tekrar su doldurdu ve içti. Eliyle yüzünü yelledi.

"Sıcacık oldu burası."

Kendi kendine konuşurken Ali Rıza elinde yemek poşetiyle geldi. Alp kaşlarını çattı.

"Bu ne?"

Ali Rıza poşeti masaya bıraktı.

"Kurye getirdi bizeymiş."

Alp hâlâ çatık kaşlarla ona bakıyordu.

"Kim göndermiş"

Alpin sorusuyla Ali Rıza bilmem dercesine omzunu silkti. Sonra poşeti açınca kutunun üstündeki notu eline aldı. Alp'de ona biraz yaklaştı ve ikili notu okudu.

  Eğer hâlâ zehirlenmediyseniz afiyet olsun.

                                                   Emrah

Reis | Gay Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin