veda

6K 326 34
                                    

Yavuz elindeki tabağı da masaya koyduktan sonra ileride Alp ile gülerek bir şeyler konuşan sevgilisine baktı. Onun gülüşünü görmesiyle o da gülümsedi. Bugün aylar önce piknik için geldikleri yere gelmişlerdi. Uzun zaman sonra berber arkadaşlarıyla bir şeyler yapmak istemişlerdi. Yavuz'un hastanede işleri yoğun olduğu için ikili görüşüyordu ama grupça bir şeyler yapmıyorlardı uzun zaman. En son beraber kampa gitmişlerdi. Onun da üzerinde aylar geçmişti zaten.

Bu geçen aylar içinde çok güzel şeyler olmuştu. Mesela Yavuz artık onun ile yaşıyordu. İkisininde sabah işler olduğu için hep akşam görüşüyorlardı böyle olunca da Yavuz hep onda kalıyordu. Dinçer de ona kendisiyle beraber yaşamayı teklif etti. Yavuz ise erken olduğunu düşünmüştü başta ama sonra ise kabul etmişti. Dinçer ile beraber yaşamak fikri onu heyecandırmıştı. Beraber yaşamak o kadar da korkunç değilmiş.

Yavuz ona bakan gözleri hissedince etrafa baktı. Sonra ise Dinçer ile göz göze gelince gülümsedi. Dinçer ona uzun uzun baktığı için bir şey mi var dercesine başını salladı. Dinçer buna cevap olarak dudaklarını oynatarak seni seviyorum dedi. Yavuz okuduğu dudaklarla daha çok gülümsedi. Sonra o da seni seviyorum dedi dudaklarını oynatarak. Dinçer bununla gözleri kısılana kadar gülümsedi. Sevgilisi fazla tatlıydı.

"Dinçer cilveleşmen bittiyse bizimkileri çağır da gelsinler etler oldu artık."

Dinçer duyduklarıyla arkadaşına kötü kötü baktı.

"Dinime söven müslüman olsa kardeşim. Sabahtan beri seni de gördük"

Ali Rıza arkadaşının dedikleriyle gülümsedi sadece. Sonra o da sevgilisine baktı. Yüzündeki gülümseme daha da büyüdü. Dinçer arkadaşının bu yüz ifadesiyle alayla gülümsedi ve Yavuzlara doğru gitti ve onları yemek için çağırdı. Onlar da gelince yemeğe oturdular. Yavuz sevgilisin yanına oturdu Alp de sevgilisinin yanına oturdu. Böyle olunca Emrah da masanın baş köşesine geçti. Tunç gelmemişti çünkü fuara az kalmıştı ve onun da yapacak şeyleri vardı. Musa ve Esma ise burada değillerdi. Esma'nın hamileliğine az kalmıştı ve onlar da Musa'nın memleketine annesinin yanına gitmişlerdi. Doğumu orada yapacaktı Esma.

Emrah önündeki et tabağından bir parça aldı ve ağzına attı. Yavuz bunu görünce ona kötü kötü baktı.

"Oğlum neden acele ediyorsun bekle beraber yiyelim"

Emrah duyduklarıyla sadece omuz silkti ve bir et parçası daha aldı. Alp asladaşının bu haliyle gülümsedi. Yavuz ise anne edasıyla kızgın bakışlar attı.

"Keşke abim de burada olsaydı"

Alp önündeki tabağa bakarak konuştu.

"Doğru, Tunç bayılır ormanlık alanlara. Hem gelseydi de bir kenarda resim çizerdi her zamanki gibi"

Emrah, Alp'in dediklerinden sonra direkt konuşmuştu. Alp ise Emrah'ın dedikleriyle başını evet anlamında salladı. Ankara'da ne zaman pikniğe gitseler abisi bir kenarda bir şeyler çizer onlar ile çok ilgilenmezdi. Bazen yanlarına gelirdi ama çoğunlukla resim çizerdi.

"Başka bir zaman da abin ile geliriz"

Ali Rıza konuşmuştu. Alp sevgilisine döndü ve gülümsedi. Sonra önüne döndü. Herkes yemeği yemeye başladı. Emrah zaten başlamıştı bile. Emrah hem yemek yiyen hem de gülen sevgililere göz devirdi. Bunlar fazla mıç mıçtı.

"Mahalleye geldiğimde sonumuzun böyle biteceğini hiç düşünmemiştim."

Emrah ikililere doğru konuştu. Ali Rıza güldü. Dinçer yanındaki sevgilisine baktı sonra da Emrah'a döndü.

"Ben de hiç düşünmezdim."

Sonra Yavuz'un elini tuttu.

"Ama iyi ki gelmişsiniz.'

Reis | Gay Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin