Emrah elindeki tableti yatağa bıraktı ve uzandığı yataktan doğruldu. Bakışları cama döndüğünde havanın aydınlık olduğunu gördü. En son dizi izlemeye başlamadan önce hava karanlıktı. Bir sonraki bölüm son diye diye sabah etmişti. Yataktan ayağa kalktıktan sonra geriye doğru gerildi ve yanında uyuyan Alp'i de rahatsız etmemek için yavaş adımlarla odadan ayrıldı.
Saat sabahın yedisiydi ve bugünkü dersi dokuzda olduğu için uyumayacaktı. Sabahın dokuzunda ders mi olur? Onun gibi hep dizi izleyen biri ne ara uyuyacaktı. El insaf be kardeşim.
Odadan çıktıktan sonra mutfağa doğru gitti. Mutfağa doğru gittiğinde salonda uzanıp uyuyan Tunç'u görünce yüzünü ekşitti. Küçüklüğünden beri hep Tunçtan haz etmezdi. Bunun bütün sebebi ise Tunç'tu . Tunç küçükken hiç onu oyuna almazdı. Ne zaman oyun oynamak istese Tunç onu oynatmadı. O da ağlamaya başlayınca Alp ona kıyamaz ve abisiyle oynamayı reddeder ve Emrah ile oynardı. İşte bu yüzden Emrah en çok Alpi en az Tunç'u severdi.
Mutfağa geldiğinde dolabın kapağını açtı ve içini şöyle bir süzdü. Aşağılarda gördüğü saklama kabıyla gülümsedi. Tunç buraya geldiğinde annesi onların yemesi için bir şeyler yollamıştı. Sarma ve börek kabını çıkardı. Saklama kabını açtığında gördüğü sarmalarla resmen gözleri parladı. Hemen aynı anda üç taneyi aldı ve ağzına attı. Tekrar bir tane daha alacaktı arkasında duyduğu sesle hareketleri durdu.
"Üstten yeme."
Bu Tunç'un sesiydi. Elindeki saklama kabıyla ona döndü. Yeni uyanan birine göre fazla düzgün duruyordu. İnsanın bir saçı başı dağılır arkadaş. Ama maşallah vücudu da onun gibi kendini beğenmiş.
Eli saklama kabına gitti ve bir tane daha aldı ve ona bakarak ağzına attı. Tunç bununla yüzünü ekşitti. Sonra ona doğru geldi ve sarma kanını eline aldı. Üst dolaplardan bir tane tabak çıkarıyor.
"Ne yapıyorsun yaa sen!"
Sinirli ve hafif yüksek bir sesle konuşmuştu Emrah.
"Sesini alçak tut insanlar uyuyor"
Emrah duyduklarıyla sadece göz deviridi. Bu herif her dakika gittikçe çekilmez biri olmaya başladı. Tunç tabağa koyduğu satmaları Emrah'a uzattı. Emrah inat etmek istese de vazgeçti ve sarma tabağını aldı. Tabağı almasıyla ağzına bir parça attı.
Ona gülümseyerek bakan Tunç ile başını ne var dercesine salladı.
"Ne bakıyorsun."
Tunç tezgâhın üstündeki peçeteyi aldı ve Emrah'ın ağzını sildi.
"Küçükken de böyleydin. Yemek yediğin zaman her yerini kirletirdin."
Emrah bu hareketle kaşlarını çattı.
"Tabii o zamanlar bana kaşların çatık değil gülümseyerek bakıyordun."
Emrah gülümsedi.
"Büyüdükçe akıllanmışsam demek ki."
Tunç'un elini bu seferde Emrah'ın kızarmış gözlerini gitti.
"Uyumadın mı sen"
Emrah yüzündeki elleri itti.
"Çek patilerini üzerimden."
Sonra elindeki tabaktan bir sarma daha aldı.
"Hangi dizi karakterlerisin kardeşim sen. Sanırsın kdarama çekiyoruz."
Tunç ona anlamaz bakışlar attı.
"Ne diyorsun Emrah?"
Emrah elindeki tabağı tezgaha koydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Reis | Gay
Fiction généraleÜç arkadaş yeni bir mahalleye taşınırlar. Ama o mahallede beklemedikleri bir şeyler vardı. Dostluk ve en önemlisi aşk gibi