Kütüphane

96 8 1
                                    

"Belki kabuslar kaderimizin bir parçasıysa...?"












Gökayla şaşkın şaşkın bakıyorduk. Yavaş adımlarla müdür'ün odasına doğru yürüyorduk. Ne yalan söyleyeyim çok gerilmiştim. Müdür'ün odasına girmiştik. Müdür karşımıza oturup bize bakıyordu. Bizde Gökayla yan yana ayakta müdür'e bakıyorduk.

Müdür;
-Olaylardan haberiniz vardır umarım.

Gökay;
-Ne haberi hocam?

Müdür;
-Şu Zeynep Şafak cinayetini.

-Evet hocam?

Müdür;
-Okulda katili aramak size mi kaldı çocuklar?

-Hoca-

Müdür birden elini masaya vurarak ayağa kalkmıştı.

Müdür;
-Size mi düştü dedim!

Gökay;
-Ne demek istiyorsunuz? Size bunu kim söyledi?

Müdür;
-Demek istediğim şey Zeynep Şafak cinayetinin arkasında Ben ve Hande hocanızın olduğunu söylemişsiniz! Ne hakla?

Gökay;
-Hocam bize bağırmadan önce dinleyebilirdiniz.

Müdür;
-Gökay Öner!

Gökay öne doğru bir kaç adım atmıştı.

Gökay;
-Neden bu kadar korktunuz? Yoksa Zeynep'in katili siz misiniz?

Müdür sinirlenmişti. Gökay'ın karşısına geçip;

Müdür;
-Sen ne demeye çalışıyorsun?

Gökay;
-Ne demek istediğim gayet ortada. Kimseyi dinlemeden yargılayamazsınız! Böyle bir hakkınız yok!

Gökay çok sinirlenmişti. Gökay'ın kolundan tutmuştum.

-Hocam lütfen sakin olurmusunuz? Polisin, devletin görevi bize düşmez elbette ama bizim bu konuda üstümüze geleceğiniz anlamına gelmiyor.

Müdür;
-Sizinle bir sorunum yok çocuklar. Sadece iftira konularında hassazım. Sizinde böyle düşünmeniz beni üzdü ve sinirlendirdi. Kusura bakmayın.

-Anladım hocam. Lütfen bir daha bu konu üzerinden üstümüze gelmeyin. Sizin acınız kadar bizimde acımız var. Sizde kusura bakmayın. İzninizle.

Müdür;
-Çıkabilirsiniz.

Gökay'ın kolundan tutup, müdür'ün odasından çıkmıştık. Gökay hala sinirliydi.

-Gökay biraz sakin ol. Azıcık daha konuşsaydın ikimizde disipline gidecektik.

Gökay;
-Adamın ne dediğini duymadın mı Derin? Çocuk gibi azarladı bizi resmen. Bizi kim müdür'e şikayet etti onu bulmamız lazım.

-Sen, ben, Afet ve Burak biliyor. Başka kimseye demedik.

Gökay;
-Bilmiyorum ama bu olaylar iyice midemi bulandırmaya başladı.

-Benimde.

İkimiz okulun koridorların merdivenlerine oturmuştuk. Müdürle yaşadığımız krıtik olayı düşünüyorduk. Müdür'ün bir anda sözümü kesip, masaya vurup kalkması beni çok üzmüştüm.

Gökay;
-Derin.

Gökay;
-Derin?

Bir anlık tırsmayla yüzümü Gökay'a dönmüştüm.

-Efendim.

Gökay;
-Nereye daldın öyle?

-Hiç öyle.

Müdür Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin