Emrin Olur

52 6 9
                                    

"Hayatımda gördüğüm en huzur dolu yer senin yanındı..."







Evimin önüne kadar benimle eşlik etmişlerdi.

-Çok teşekkür ederim. Sizde geç olmadan eve gitseniz iyi olur.

Bora;
-Ne demek. İyi geceler.

Gökay;
-Bora.

Ben ve Bora Gökay'a bakmıştık.

Gökay;
-Derinden sen mi uzaklaşırsın yoksa ben mi uzaklaştırayım?

Bora;
-Gökay şu sıralar Derini fazla sahiplenmeye başladın. Hakkın değil.

-Bora sahiplendin derken?

Gökay;
-Nefesini boşa harcamak yerine gitmeyi düşünsen daha iyi olucak.

Bora Gökay'a adım attığında araya girmiştim. İlk defa bu kadar sinirlenmiştim.

-Madem benim yanımda ben yokmuşum gibi konuşmaya devam ediyorsunuz peki siz bilirsiniz. İyi geceler.

Sinirli bir şekilde arkamı dönüp eve girmiştim. Gökay ve Boranın arkamdan bana seslenmelerine rağmen umursamayıp içeriye girmiştim.

Gökay'dan Devam...
Borayla göz göze gelmiştik.

Bora;
-Sende ne dersen de nefesini boşa harcıyorsun.

Gökay;
-Derin için değer.

Diyip arkamı dönüp sinirle gidicekken Bora arkamdan seslenmişti.

Bora;
-Ne yaparsan yap ama şunu bilki Derin hiç bir zaman senin olmayacak.

Arkamı ani sinirle dönüp Boranın üzerine doğru yürümüştüm. Yakasından tutup öfkemi boşaltıyordum.

-Boş hayaller kuruyorsun BOŞ! Derinin adını ağzına aldığını duyarsam sonun olur.

Bora pis bir şekilde sırıtıyordu. Uyuz ukala bozuntusu. Yakasını bıraktım. Yüzüne bakmaya devam ediyordum.

Bora;
-Bitti mi dediklerin?

Gökay;
-Ne bitmesi bunlar daha iyi günlerin.

Bora yakasını düzeltip sırıtıp gülerek gidiyordu. Giderkende bana seslenmişti.

Bora;
-Teşekkürler. Bu dediklerini bir köşeye yazdım merak etme. Kardeşim!

Kardeşim mi? Bu ne saçmalıyordu?
Artık şu Boradan sıkılmaya başlamıştım. Bütün gün çocuğa zar zor katlanmama yetmiyormuş gibi hala Derine yakınlaşmaya çalışıyor. Sinirlerim cidden iyice bozulmaya başlamıştı.
Bunları düşünerek yürürken birden başım dönmeye başladı. Etrafı bulanık görüyordum. Bir ağaca tutunmuştum. Bu sefer daha şiddetli baş dönmesinden sonra gözlerim kararmaya başlamıştı. Kendime hala gelememiştim. Düşecek gibi oluyordum. En sonunda dayanamayıp kendimi yerde bulmuştum...

                             Derin'den Devam...
Gökayla Boraya çok sinirlenmiştim. Gökay'ı ne kadar sevsemde onada sinirlenebiliyorum. Umarım ben gittikten sonra daha çok tartışmamışlardır.
Aşağıya inmiştim. Merdivenlerden inerken birden kalbim sıkışmıştı. İçime kötü bir his gelmişti. Bu his beni huzursuz etmeye başlamıştı. Toparlanıp yavaş adımlarla aşağıya inmiştim. Saat 21:30 olmuştu bile. Annemle babam şu kafe açma işi yüzünden hala eve gelmemişlerdi.
Karnım acıktığı için markete gitmeye karar vermiştim. Hazırlanıp evin anahtarını alıp kapıyı kapatmıştım. Mahalleye inmiştim biraz daha aşağıya doğru giderken ağacın altında yatan birini görmüştüm. Yavaş bir şekilde eğilip nabzına bakıcakken birde bakmıştım bu Gökaydı... '

Müdür Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin