Kabus

85 10 1
                                    

"Rüyalar gerçekleşebilir. Kabuslar değil..."











Gökayla hala otobüste eve gitmeye çalışıyorduk. Son durakta Gökayla inmiştik. Yürüyerek gidiyorduk. Az mesafe kalmıştı. Gökay derin derin düşünüyordu. Çok halsiz, bitkinmiş gibi görünüyordu. Uzun süre bana bakıyordu. En sonda durup yüzüme baktı. Bileğimden tutup gözlerimin içine bakıyordu. Nedensizce utanmıştım.

Gökay;
-Derin sana birşey söylemem gerek.

Şaşkın şaşkın Gökay'a bakıyordum. Gökay birden hızlı hızlı nefes alıp vermeye başlamıştı. Korkmaya başlamıştım.

-Gökay korkutma beni. Birşeyin mi var?

Gökay;
-D-Derin kendimi hiç iyi hissetmiyorum.

-Gökay bak şaka yapıyorsan böyle işin şakası olmaz.

Gökay birden düşecek gibi olmuştu. Gökay'ı tutmuştum. Kolundan tutup durağa kadar götürmüştüm. Çok korkmaya başlamıştım.

-Gökay iyimisin?

Gökay;
-İyiyim iyiyim. Geç oldu. Evine git sen.

-Saçmalama Gökay seni bu halde bırakamam.

Durağa gelmiştik. Gökay'ı oraya götürmüştüm oturmuştu. Bende taksi çevirmeye çalışıyordum. Lanet taksicilerin bir tanesi bile durmuyordu. Elim ayağım birbirine dolanmıştı. Taksi gelmeyince arkama döndüğümde Gökay yerde bayılmış bir şekilde duruyordu. Allahım bu bir kabus olmalıydı. Ne yapacağım bilmiyordum. Korkuyla gözlerim dolu bir şekilde Gökay'ın yanına gitmiştim. Yere çömelip çevredeki insanlardan yardım istemeye başlamıştım.

-YARDIM EDİN LÜTFEN!!

Çevredeki bazı vatandaşlar koşarak yanımıza gelmişlerdi. Bende gözlerim dolu bir şekilde Gökay'ın gözlerin açmasını bekliyordum. Çevredekilerin aramasıyla beraber ambulans gelmişti. Ambulanstaki görevliler sedye ile Gökay'ı götürüyorlardı. Tam Gökay'ın yanına gidecekken görevli beni durdurmuştu.

Ambulans görevlisi;
-Sizi ambulansa alamayız genç bayan.

-Lütfen.

Ambulans görevlisi;
-Hastanın neyi oluyorsunuz?

-Ç-çok yakın arkadaşıyım. Lütfen izin verin sizinle geleyim. Lütfen...!

Ambulans görevlisi;
-Peki.

Hızlıca Ambulansa binmiştim. Gökay hala gözlerini açmamıştı.

-Gökay... Gökay ne olur gözlerini aç ne olur...

Aniden tırsarak ayağa kalmıştım. Korkuyla etrafa bakınmaya başlamıştım. Birde baktım ki gördüğüm herşey rüyaymış... Gökay'ın omzunda uyuya kalmıştım. Gökay yanımdaydı. Korkarak ona bakmıştım. Gökay ise bana şaşkınlıkla bakıyordu.

Gökay;
-Derin iyimisin?

Derin derin nefes alıp verirken;
-İyiyim iyiyim... Sadece kabus gördüm.

Gökay;
-Yüzün bembeyaz olmuş. Su vereyim mi? Anlatmak istermisin?

-Y-yok hayır. Sadece basit bir rüya, yani kabus...

Gökay;
-İyi peki.

-Birde kusura bakma omzunda uyuya kalmışım çok yorgundum. Dalmışım gerçekten.

Gökay;
-Yok hayır problem değil.

Gülümseyip yüzümü önüme dönmüştüm. Gerçekten bu nasıl bir kabustu? Çok gerçekçiydi... Derin nefes alıp, çantamdaki suyu içmiştim. Arkama yaslanıp, durağa kadar beklemiştik. Son durakta otobüs durduğunda Gökayla ben inmiştik. Yüzümü Gökay'a dönüp;

Müdür Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin