"Bu kalp seni kıskanır."
Bugün günlerden pazartesiydi. Hocamızın verdiği grup ödevini yapmaya karar vermiştik. Gökay ve Borayla konuşmuştum. Bugün öğleden sonra buluşucaktık.
Hazırlanmıştım. Yanıma posta çantasına benzer bir çanta almıştım. İçine baya bir şey sığmıştı. Hava çok güzeldi. Yazlık bir şeyler giymiştim. Evden çıkmıştım.
Ayakkabılarımı giyerken tam kapıyı açtığımda karşımda Gökay ile karşılaşmıştım.-Gökay? Burada ne işin var?
Gökay;
-Beraber gideriz diye düşünmüştüm.-Anladım, iyi yapmışsın.
Çantamın içinden telefonumu arıyordum. O sırada Gökay'ın bana baktığını hissetmiştim.
Gökay;
-Böyle üşümeyecek misin?-Sanmıyorum. Baksana hava çok güzel.
Gökay;
-Yalancı Güneş bu inanma.-Olsun yinede verdiği hava güzel.
Gökay'a gülümseyerek bakmıştım. Telefonumu alıp önden yürümeye başlamıştım. Gökayda yanıma gelmişti. Bora ve Gökay ile buluştuğumuz kafede tekrardan buluşucaktık. Gökayla karşıdan karşıya geçerken o teyzeyi görmüştüm. Bana gülümseyerek bakıp el sallamıştı. Bende ona gülümseyip el sallamıştım.
Gökay'dan Devam...
Derinle beraber karşıdan karşıya geçerken o teyzeyi görmüştüm. Baktığımda bana gülümseyip el sallamıştı. Bende ona aynı şekilde davranmıştım. Baktığımda Derinde teyzeye el sallıyordu. Acaba nereden tanışıyorlardı?Derin'den Devam...
Teyze Gökay'a da el sallamıştı. Gökayla birbirimize şaşırmış bir şekilde bakıyorduk.-O yaşlı bayanı. Tanıyor musun?
Gökay;
-Yani sayılır. Sen?-Bende sayılır.
Tam nereden tanıdığını soracakken Borayı görmüştük. Daha sonra sorarım artık.
Boranın yanına doğru gidiyorduk. Gökay zorlada olda peşimden geliyordu.Bora;
-Hoşgeldiniz hoşgeldiniz. Çok beklettiniz ama.-Ya kusura bakma biraz geç çıktım.
Gökay;
-Kusura bak bilerek geç geldik.Yüzümü Gökay'a dönmüştüm. Konuyu değiştirmek en mantıklısıydı.
-Ee nerden başlayalım? Nereye gidelim?
Bora;
-En az üç yere gitmemiz lazımmış.-Herkes birer yer söylesin oraya gidelim. Mesela Ayasofya Ulu Camii'sine gidebiliriz.
Bora;
-Olur ondan sonra ise Topkapı Sarayı nasıl olur?-Olur. Gökay sende bir yer söyle.
Gökay;
-Boğaziçi Kıyısına gidebiliriz farketmez.-Tamamdır o zaman. İlk önce Ayasofya Ulu Camii'sine gidiyoruz. Sonra Topkapı Sarayı, ondan sonra ise Boğaz içi kıyısına gideriz.
Gökay;
-İlerdeki otobüs durağına kadar yürüyelim ordan sonra otobüse binelim zaten 20-25 kilometre bi yol.-Öyle yapalım.
Bora ben ve Gökayla beraber otobüs durağına geldiğimizde otobüs çoktan gelmişti. Hemen binip boş yerlere oturmuştuk. Ayakta kalmamak için üçümüz ayrı yerlere oturmuştuk. Gökay boş yerler olduğu halde benim yanımda duruyordu. Boş yere oturduğumda yanımda iri, kilolu bir adam vardı. Resmen yayılmış gibiydi. Rahatsız oluyordum. En iyisi ayakta gitmekti. Ayağa kalkacakken önünde Gökay vardı. Kalkamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Müdür
AdventureDışı sakin ruhu cani bir okul müdürü. Lise öğrencileri olan Derin, Gökay, Afet ve Burak... Bu dörtlü okul müdürünün gerçek yüzünü ortaya çıkarmaya çalışacaklar. Kim bilir belkide başarısız olacaklar... Jnpnw