Anahtar

67 8 4
                                    

"Güzelliğinin karşında çok kez yenildim be güzelim..."









Gökayla Bora sınıfa gelmişlerdi. İkisinin yüzüne şaşkınlıkla bakıyordum. Gökay önümdeki sırasına oturmuştu. Olayı ne kadar merak etsemde neler olduğunu sorup rahatsız etmek istemiyordum. En iyisi okul çıkışı sormaktı...
40 dakikalık dersin sonunda zil çalmıştı. Hızlıca eşyalarımı toparlayıp Gökayla konuşmayı düşünüyordum. Eşyalarımı alıp sıramdan tam kalkmışken Borayla Gökay sınıfta yoktular. Etrafa bakındım ikiside yoktu. Gökay'ın sırasında çantası ve eşyaları duruyordu, aynı şekilde Gökay'ın da. Sınıftan çıkarken ayakkabı bağcığımın çözüldüğünü görmüştüm. Eğilip bağlarken önümde bir gölge belirlendi. Başımı kaldırım baktığımda karşımda Müdür vardı. Hızlıca ayağa kalkıp Müdür'e bakıyordum.

Müdür;
-Acele etmelisin.

-Anlamadım hocam?

Müdür;
-Aradığın kişi şuanda dışarda. Görmen gereken bir manzara var. Git ve gör.

Müdür'ün dediklerine bir türlü anlam verememiştim. Garip bir şekilde gülümseyerek yanımdan geçmişti. Yangın merdivenine doğru yürürken ceketinin cebinden sigara çıkarıp yakmıştı. Sigarayı ağızına alarak yangın merdivenine girmişti. Garip garip bakmıştım. Hızlı adımlarla merdivenlerden inip okulun kapısına doğru gidiyordum. Birde baktımki Bora ve Gökay okulun kapısının canlarını siliyorlardı. Herkes ise oturup gülüyorlardı. Müdür ise oradaydı. Bu adam hangi ara buraya gelmişti? Hem Gökay ve Bora camları neden siliyorlar? Gökay'ın yanına gitmiştim.

-Gökay burada neler oluyor?

Gökay;
-Gördüğünüz gibi Derin hanım camları siliyorum.

-Anlamadım neden?

Gökay;
-Anlatırım sonra. Sen evine git.

-Ama-

Gökay gülümseyerek;
-Hadi hadi.

Başımı isteksizce sallayıp okuldan çıkmıştım. Acaba okulun önündeki kaldırımda oturup beklesemiydim?
Neden olmasın. Kaldırım taşına oturup beklemeye başlamıştım. Hava biraz soğuktu. Kollarımı bağdaş yapıp başımı koluma yaslayıp beklemeye başlamıştım. Aradan yarım saat sonra uyuyakalmıştım. Soğuk hava uykumu getirmişti. Uyuduktan 10-15 dakika sonra Gökay okuldan çıkmıştı beni görünce şaşırmış gibiydi...

                               Gökay'dan devam...
Şaka gibi bir gündü... Resmen adam okulun kapısını sildirdi. Heryerim ağrıyordu neredeyse. Okuldan çıkarken birde baktım Derin kaldırım taşına oturmuş uyuyordu. Hava soğuk, esiyordu. Cidden oturup beni mi beklemişti? Neredeyse 40 yada 1 saate yakın okuldaydım. Derin'in yanına gitmiştim.
Çok güzel uyuyordu... Önüne düşen saçlarını elimle düzeltmiştim. Oturup saatlerce sıkılmadan izleyebileceğim tek insan...

                              Derin'den devam...
Gözlerimi açtığımda bana gülümseyen Gökay'ı görmüştüm. Gökay uyandığımı görünce başka yerlere bakmaya başlamıştı. Gözlerimi avuşturup Gökay'a bakıyordum. Gökay ayaktaydı ona baktığımı görünce eğilip bana sinirli bir şekilde bakıyordu.

Gökay;
-Beni neden bekledin? Görmüyormusun Derin hava buz gibi.

-Seni beklemek istedim. Sormam gereken sorular var.

Gökay;
-Eve gidince arayıp yada mesaj atarak da sorabilirdin.

-Yüz yüze konuşmamız daha iyi olur diye düşündüm.

Gökay;
-Seni evine kadar eşlik edeyim giderken sorularını sorabilirsin.

Başımı onaylayarak sallamıştım. Arkamıza dönüp giderken arkamda biri seslenmişti. Arkamı dönüp baktığımda Bora vardı. El sallayarak yanımıza gelmişti.

Müdür Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin