Rüya Mı Gerçek Mi

71 11 8
                                    

"Sıkılmadan saatlerce izleyebileceğim tek manzaramsın..."












Kızın hözünün içine dik dik bakıyordum. Kız beni hiç umursamıyordu bile. Gökay'ın eline vuruyordum. Kaş göz hareketi yapıp gidelim diye uğraşıyordum. Gökay ise hem gülüp hemde bana bakıyordu. Tam gidecekken kız Gökay'ın kolundan tutmuştu. Ben ise arkamı dönüp içimden sinir krizi geçirip dışarıdan şaşkın şaşkın kıza bakıyordum.

Kumsal;
-Şey Gökay. Acaba numaranı verebilirmisin?

Gökay;
-Daha son-

-Telefon kullanmıyor.

Diyip dik dik bakış atmıştım. Gökay yüzünü direk bana dönüp gülmemek için eliyle ağzını kapatıyordu.
Kız ise kaşlarını kaldırıp dik dik bakıyordu.

Kumsal;
-Sana sormadım yalnız tatlım. Sana ne oluyor?

Gülerek kıza bakıyordum.

-Gökay yakınları hariç başka kızlarla konuşmaktan hoşlanmaz. Bunu bilmen gerekirdi sonuçta ortaokuldan beri tanışıyorsunuz?

Kız susup yüzüme aval aval baktıktan sonra Gökay araya girmişti.

Gökay;
-Evet Derin doğru söylüyor. Bu arada bizim acil bir işimiz var gitmemiz gerek. Sana da iyi akşamlar.

Diyip Gökay elimden tutup yavaş yavaş gitmeye başlamıştık. Gökay'ın kıza karşı tavrı çok hoşuma gitmişti. Yüz vermiyordu. Sadece bana özel davranıyordu. Yüzümü Gökay'a döndüğümde gülümsüyordu.

-Neye gülüyorsun?

Gökay;
-Az önce sen beni mi kıskandın?

-Y-Yok ya. N-Ne alaka... Sadece kız hoşuma gitmedi.

Gökay;
-Anladım anladım.

Hastanenin kapısından içeriye girmiştik. Asansörün önünde bekliyorduk. Asansör geldiğinde asansöre binmiştik. Içeride bir anne ve bebek arabası vardı. Bebek aşırı tatlıydı. Etrafa gülücükler saçıyordu resmen. Yüzümü Gökay'a çevirdiğimde minik bebeğe göz kırpıp, elleriyle yüzünü açıp kapatıyordu. Allahım ikiside çok tatlıydılar. Gökay'ın çocuk sevgisine hayran kalmıştım...
Minik bebeğin annesi bize bakıp gülümsemişti. Bizde gülümseyip asansörün durmasıyla inmiştik. İnerken Gökay bebeğe el sallıyordu. Minik bebek ise gülümseyip el sallamıştı. Gökay daha sonrasında yüzünü bana çevirip onu izlemeni görmüştü.

Gökay;
-Derin.

Dalmıştım...

Gökay gülümseyerek;
-Alo Derin.

Birden gözlerimi kırpıştırıp cevap vermiştim.

-E-efendim.

Gökay;
-Sen beni mi izliyordun?

-Yok hayır. Bebeğe bakıyordum. Çok güzel bir bebekti.

Gökay gülümseyip;
-Aynı senin gibi.

Gökay hemen gözlerini kaçırıp;
-Y-yani çok tatlıydı evet. Gülücük saçıyordu.

Allahım... Bana güzelsin dedi resmen. Kesin utandığı için sözü toparlamaya çalıştı. Utanınca başka bir tatlı oluyordu.
Aradan dakikalar sonra hastane odama geri dönmüştüm. İçeri girdiğimde annemle babam yoktular. Kesin beni arıyorlardı. Telefonumun daha bozuk olduğunu söylememiştim. Aradıysalar bile bana ulaşamazlardı. Aradan çok geçmeden Gökay'ın telefonu çalmıştı.

Gökay;
-Efendim Feride Teyze.

Ne? Feride Teyze mi? Annem Gökay'ı mı aradı şimdi?

Annem;
-Oğlum Derin senin yanında mı? Aradım telefonlarıma cevap vermiyor. Endişelenmeye başladım.

Müdür Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin