Umarım severek okursunuz, keyifli okumalar.
#Nilüfer~ Son Arzum
#Pinhani~ Ne güzel güldün10. BÖLÜM
"Kör Kuyu"
Bazen insanlar hissetmemesi gereken şeyler hissedebiliyor. Buna engel olmaya çalışsalarda nafile, çünkü bir işe yaramıyor. Ben de hissetmemem gereken duygular hissedeceğim diye ödüm kopuyor. Baran, benim için bir bilinmezlikti. Peki ben onun için neydim?
İstanbul'dan geleli iki gün oluyordu ve biz bu süre zarfı içinde Baran'la birbirimizi kısıtlı görmüştük. İşleri yoğun olduğu için sürekli çalışma odasında oluyordu. Şirketten yönetmiyordu sadece gerekli olduğu zamanlarda gidiyordu.
Bense kendime uğraşacak bir şeyler arıyordum. Bugün iş yerinden aldığım izin doluyordu ve ben işe gideceğim için mutluydum. Bu yüzden sabah erken kalkıp güzel bir duş aldıktan sonra, saçlarımı kuruttum ve giyecek bir şeyler çıkardım. Yüksek bel kotu bacaklarımdan geçirdiğimde, üzerime siyah kayık yaka kısa bir kazak giyinmiştim.
Yüzüm canlı görünsün diye de soft bir makyaj yaptım. Deri ceketimi giydiğimde artık hazırdım. Adımlarım kapıya ulaştığında ben çıkar çıkmaz dibimde biten koruma kılıklı adama gülümsedim. "Bir şey mi istemiştiniz Efsun hanım?" dedi koruma. Başımı salladığımda "Evet," dedim. "Bana Efsun hanım diyip durmazsan sevinirim Tarık."
Tarık'ın kaşları havalandığında "Ne diyim o zaman?" diye sordu saf saf. Düşünür gibi yaptığımda "Efsun demen yeterli," dedim. Tarık, hiç olur mu öyle şey der gibi bakıyordu bana. "Olmaz Efsun hanım," dedi. Gözlerimi devirdiğimde "Niye olmasın, ben sana Tarık bey diyor muyum?" dedim. Tarık, düşünür gibi gözlerini kıstığında başını iki yana salladı. "Olmaz siz Efsun hanımsınız ve abimin karısısınız," dedi ciddiyetle.
"Hay abinin de senin de," diye mırıldandım. "Anlamadım?" dedi Tarık. Geçiştirerek "Yok bir şey Tarık. Bana hanım demeyi kes yeter," dedim. Yürümeye başladığımda peşimden geliyordu. "Efsun hanım," dedi Tarık. "Efendim?" dedim yürümeye devam ederek. "Size yenge diyebilir miyim?" Adımlarım duraksadığında Tarık'a döndüm. Yüzü ciddiyetle kaplıydı. Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. "Olur. Hem hanım çok ciddi duruyor, yenge diyebilirsin." Arkamı dönerek kıkırdadım.
"Efsun yenge," dedi Tarık. Boğazımdan gelen kıkırtıyla "Efendim Tarık," dedim. O sıraya arabaya binmiştik. "Nereye gidiyoruz?" Dikiz aynasından ona bakarak "Çalıştığım yere, sahafa gidiyoruz," dedim. Başını tamam der gibi salladığında yola koyulmuştuk. Evden çıktığımdan Baran'ın haberi yoktu ama bir sorun olacağını sanmıyordum. Dakikalar sonra, araba sahafın az ilerisinde durduğunda Tarık'a hoşça kal diyerek arabadan indim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP NEFES
Teen FictionBelki tam değildik ama hiç eksikte olmamıştık. Bize bir mezar kazacaktım, sonra ikimizi de öldürecektim. Bu ölüm fiziken olmayacaktı sadece. Ruhlarımız ayrılacaktı ilk önce bizden. Sonra duygularımız terk edecekti bedenimizi. Hayallerimiz bir rüya g...