25 | VUSLAT

9.2K 399 303
                                    

Selamlar ben geldim ve yine uzun bir bölümle geldim. Ben yazarken keyif aldım umuyorum ki sizde okurken keyif alırsınız. Okumaya geçmeden önce yıldızımızı parlatırsanız çoook ama çoook mutlu olurum tatlımlar😋 satır aralarını yorumlarınızla süsleyin efenim lütfen🤭 şimdiden keyifli okumalar dilerim 🥰


 Okumaya geçmeden önce yıldızımızı parlatırsanız çoook ama çoook mutlu olurum tatlımlar😋 satır aralarını yorumlarınızla süsleyin efenim lütfen🤭 şimdiden keyifli okumalar dilerim 🥰

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

25. BÖLÜM

"Vuslat"

Hani kaybedecek bir şeyin yoktu?

Şu saçma notun bana gelmesinin üzerinden bir gece geçmişti. Ufuk, telefon açarak birkaç korumaya haber salmış ve karakolun etrafına bir göz attırmıştı ama nafileydi.

Notu getiren her kimse çok sinsi biri olmalıydı. Çünkü ne bir ses ne de birinin yanıma yaklaştığını hissetmemiştim. Şarkı dinlediğim için ve aklım tamamen Baran'da olduğu için kendimi kısa bir anlığına dünyaya kapatmıştım ve o da bu zaman diliminde o notu dibime kadar gelip bırakmıştı.

Kimdi bu notları bana ileten hiçbir fikrim yoktu. Kimin benimle ne derdi olsundu ki? Ufuk korumalara haber verdikten sonra beraberde bir göz atmıştık ama sonra Ufuk ne olur ne olmaz diye beni aceleyle karakola sokmuştu.

Gece boyunca da karakolda beklediğimiz için uyumamıştık. Gerçi Ufuk ilerleyen saatlerde uyumuştu ama ben gözümü dahi kırpmamıştım. Bazen gecelerce uyuyamadığım bilirdim oysa uyumak en sevdiğim şeylerden biriydi. Ufuk uyurken sessizlik beni ele geçirmişti ve bana gelen notu uzun uzadıya düşünmüştüm.

Benim de kaybedecek şeylerim vardı her insan gibi. Tabii birde kaybettiklerim vardı. Bu her kimse teyzemin katilini aramamızı istemeyen biriydi. Ki zaten daha doğru düzgün hiçbir şey bulamamıştık. Teyzemle neden buluştuğunu bile bilmediğimiz tek şüpheli olan Altuğ vardı ama onunla da şu günlerde yaşadığımız şeylerden dolayı ilgilenemiyorduk.

Artık düşünmekten bir süre sonra kafam iyice ağrımıştı ve attığım ağrı kesicinin de bir tesiri kalmamıştı. En iyisi bütün bunları Baran çıktıktan sonra düşünsek iyi olacaktı.

Sabah olduğundaysa Ufuk’un zoruyla eve gitmiş ve kısa fakat arındırıcı bir duş alarak kendime gelmiştim. Saat öğleni çoktan geçerken evden çıkmıştık. Yeniden yola çıktığımız esnada avukat arayarak Baran’ı mahkemeye girmesi için adliyeye götürdüklerini söylemişti.

Kalbim heyecanla teklediğinde içimdeki siyah kelebeklerin mutluluktan kanat çarptığını hissettim. Ufuk arabanın güzergahını değiştirerek adliyeye sürmeye başladığında heyecanla yerimde kıvranmıştım.

Sonra aklıma Baran’ın o gün kruvasanı severek, iştahla yediği gelmiş ve Ufuk’a en yakın pastaneye sürmesini söylemiştim. Ufuk çok geçmeden bir pastanenin önünde durduğunda beni indirmeyerek kendisi bir koşu gitmiş ve kruvasan satın almıştı.

KAYIP NEFESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin