Sizin bana kızdığınız benim size kırıldığım bir geceden merhabalar.
Hayalet okuyuculara sesleniyorum buradann. Canlarım oy verince cebinizden ya da canınızdan bir şey eksilmiyor. Hani bilmiyorsanız söyleyim dedim.
Siz nasıl ki çabucak yeni bölüm gelsin istiyorsunuz, ben de gecemi gündüzüme katarak emek verdiğim şeyin hakkını istiyorum ama sadece istemekle kalıyorum :/
Söylemek isterim ki sizin geri dönüşleriniz beni mutlu ve yazarken daha çok motive ediyor.
Bir nevi ilham perilerim gibisiniz siz🧚♀️
O yüzden ricam artık emeklerimi görmezden gelmeyin yahuu (Yine görmezden geleceksiniz ama neyse)
LÜTFEN OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI İHMAL ETMEYİN🥀
Keyifli okumalar✨️
48. BÖLÜM
"Beklenmedik"
Sessiz gözyaşlarım eşliğinde dudaklarımdan ilk ve son kez dökülen cümlelerim bittiğinde, göğsümdeki yangını daha çok harlamıştım.
Düşünmekten dahi çekindiğim acı dolu gerçeği Baran'a anlatmıştım.
Anlatırken hem onu hem kendimi hiç acımadan yıkmıştım.
Benim gözyaşlarım anlatırken bir an bile durmaksızın akmayı kesmemişti. Ayaklarım beni taşıyamadığında yere çökmüştüm mecalsizce. Benim için yaşananları anlatmak ne kadar zorsa, Baran için de dinlemek o kadar zor geçmişti. O kara gözlerini mesela hiç gözlerime değdirmemişti. Dudaklarını bıçak açmamıştı. Tabiri caizse nefes bile alamamıştı.
İçindeki olan kargaşayı boşluğu izleyerek bastırmaya çalışıyordu. Ben susalı neredeyse dakikalar olmuştu ama Baran hiçbir tepki vermemişti. Verememişti... Sadece... Sadece ruhunun vaveylasını bastırmaya çalışmış ve gözlerinden süzülen iki damla yaşı sildiğini görmüştüm. Sonrasındaysa Baran yüzünü benden saklamıştı.
Utanıyor muydu benden bilmiyordum. Ama o yüzünü elleriyle kapatıp saklasa dahi ben onun içinde de dışında da kopan fırtınayı biliyordum.
“Baran,” diye fısıldadım, ağladığım için tarazlı çıkan sesimle. Gözyaşlarım kurumuştu aslında, geriye onun bıraktığı büyük bir yorgunluk ve baş ağrısı kalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP NEFES
Teen FictionBelki tam değildik ama hiç eksikte olmamıştık. Bize bir mezar kazacaktım, sonra ikimizi de öldürecektim. Bu ölüm fiziken olmayacaktı sadece. Ruhlarımız ayrılacaktı ilk önce bizden. Sonra duygularımız terk edecekti bedenimizi. Hayallerimiz bir rüya g...