"Aldatılan bir adam"
*
İnsana şans bir kere verilir. Yapan bir daha yapar çünkü,
belki bir hafta sonra, belki bir ay belki de yıllar sonra.Aldatılmanın affı olmaz, aldatmanın bir çok farklı yolu vardır. Kalben ve fiziksel olarak. Eğer sen birine söz verdiysen ve onunla bir olmuşsan onu yarı yolda bırakamazsın. Sen bırakırsan, seni de bir başkası bırakır.
İnsan yaşattığını yaşatmadan ölmez derdi babam. Ne ektiysen de onu biçersin. Hayat öyle, böyle geçiyor işte. İyi veya kötü olmak, kalp kırmak ya da bir kalbe girmek bizim elimizde.
"Söylesene, nasıl yaptın bunu bana? Ben seni bu kadar çok severken ve gözü kapalı inanırken nasıl?"
Kendinden başka kimseye- hatta bazen kendine bile çünkü nefsin var. İnsanlara güvenme, kimseye çok bağlanma mesela, onu ölene kadar seveceğini de söyleme.
Kimi benden çok seversen onu senden alırım... Ve ekler "Onsuz yaşayamam" deme, seni onsuz da yaşatırım. Ve mevsim geçer, gölge veren ağaçların dalları kurur, sabır taşar, canından saydığın yar bile bir gün el olur, aklın şaşar. Dostun düşmana dönüşür, düşman kalkar dost olur, öyle garip bir dünya.
Dünya çok garip, nefsini yenmeye çalışmak, dünyayı anlamaya çalışmaktır bence.
Rose, nefsini yenememişti. Hayatı boyunca birlikte olmak istediği ve onun için hayatını hiçe sayıp bir hayata başladığı Jimin'i bile hiçe saymıştı.
"Rose, şu an karşıma geçmiş ben Jimin'i aldattım mı diyorsun? Sen s-sen ne dediğini farkında mısın? Ona bunu nasıl yaparsın?" Yerin'in konuşması ile Rose kendini daha da suçlu hissetmişti.
Onun aldatmak istememişti belki de ama olmuştu işte, sarhoştu ve kendinde değildi ama bu bir sebep de değildi.
"Jimin öğrendiğinde ne yapacaksın? Öğrenmezse ondan saklayacak mısın? Bunu yapabilecek misin?"
"Bilmiyorum! Hiçbir şey bilmiyorum!" Rose sinirle ayağa kalktı. Odadan dışarı çıktı ve sonda evden ayrıldı. Arabasına bindi ve arabayı bilmediği bir yön'e sürmeye başladı. Gidiyordu, öylece sürüyordu işte arabayı.
Uçurum kenarında durdu ve arabadan indi. Derin nefesler aldı, kafasında tonlarca şey vardı ama ne yapacağını da bilemiyordu.
Telefonunun çalması ile arayan kişiye baktı. Jimin arıyordu, uğruna onca şey yaptığı ve onu aldattığı adam.
"Rosee, sevgilim neredesin? Yerin'e gideceğim dedin ama gelmedin! Ben, ikimize yemekler yaptım! Hemde senin en sevdiklerinden!"
"J-jimin ben şu an yoldayım, eve gelirim tamam mı? Beni merak etme ve sen yemeğini ye ben aç değilim."
"Sesin neden durgun geliyor? Bir sorun mu var? Eğer varsa birlikte çözeriz sevgilim, biliyorsun değil mi?"
"Biliyorum Jimin, bir sorun yok."
"Seni seviyorum güzelim, beni fazla bekletme."
"Tamam, bekletmem." Her zaman seni seviyorum derdi Rose, şimdi söylese Jimin'e ihanet edeceğini düşündü.
Arabasına bindi ve navigasyon'u açıp eve doğru yol aldı.
"Sevgilim, neden bu kadar geç kaldın?" Jimin evden içeri giren sevgilisine baktı. Yanına hızla gidip ona sıkıca sarıldı.
"Uzaktaydım çünkü Jimin, çocuk gibi davranmayı kes." Rose Jimin'den kendini geriye doğru çekti ve salona doğru adımladı. Ardından kendini koltuğa attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BTS | ONE SHOT
Fanfiction"BTS REACTİONS" kitabımın 2. Serisi. 1. Kitabımdaki kısa tepkiler burada tek üye ile uzun tepkiler olarak karşınıza çıkacak. 🥇 tepki 🥇 imagine 🥇 hayalet