BTS | ONE SHOT

Jin - Korumacı

"Aşırı korumacı"

*

Jin

•

Merdivenlerden stiletto'larının çıkarttığı ses eşliğinde indi genç kız. Kapının önündeki iki korumayı görmesi ile kaşları çatıldı.

"Kapı'dan çekilir misiniz? Dışarı çakacağım."

"Jin bey'in kesin emri var Jisoo hanım, dışarı çıkamazsınız."

Kaşlarını çattın ve bir kaç adım atıp adamın önünde durdun.

"Kapıyı açın!"

"Jisoo ha-"

"Aç! Eğer kapıyı açmazsanız ikinizi de kovarım! Hayatınızı size zehir ederim!" Kısa süre sonra kapıyı açtığında dışarı çıktın ve arabana doğru ilerledin.

"Günaydın Jisoo hanım, nereye gideceğiz?" Diye sordu şöför.

"Sen gitmiyorsun Kim, anahtarı ver." Anahtarı hızla cebinden çıkartıp saba vermesi ile arabaya binip arabayı çalıştırdın.

Arkadaşın ile buluşacağın alışveriş merkezine geldiğinde arabanın kapısını açacakken telefonun çalması ile Jin'in aradığını görmüştün.
Telefonu açtığında yüksek sesini duymuştun.

"Neredeysen hemen eve geliyorsun!"

"Buna sen mi karar veriyorsun? Beni eve kapattırıp kapıya adam koymak ne demek yaa? Ne yaptığını zannediyorsun sen?"

"Lafımı ikilettirme jisoo! Hemen eve gel yoksa-"

"Yoksa ne?"

"Beni zor kullanmak zorunda bıraktırma Jisoo-"

Jin'in yüzüne telefonu kapattı ve ardından telefonunu kapattı. Sinirle arabayı eve sürdü. Bu saatten sonra hiçbir şey normal olmayacaktı.

Jisoo eve geldi ve arabayı park edip ev'e girdi. Onu ayakta sinirle bekleyen Jin'in yanına ilerledi.

"Neredesin? Neden telefonunu kapatıyorsun? Sen düşmanlarımızın olduğunu bilmiyor musun?"

"Onlar senin düşmanların!" Biricik eş'in Kore'nin en büyük, yerel mafyasıydı. (Kesinlikle 365'in bi etkisi yok, 2. Beğenilmedi)

"Benimle evlenirken senin de olacağını kabul ederek evlendin."

"Haklısın, büyük bir yanlış yapmışım."

"Ne? Benimle evlendiğin için pişman mısın? Bunu bana sakın söyleme!" Dedi sinirden dişlerini sıkarken.

"Beni bu kadar sıkmaya hakkın yok, ben evde aylarca oturup sadece bekleyecek bir kadın değilim! Sırf işimden senin yüzünden çıktım ben! Senin edindiğin düşmanların yüzünden! Bak artık ne olacaksa olsun tamam mı? Böyle yaşanmaz çünkü, ben düşmanlarından değil senin yüzün öleceğim! Bu evde hiçbir yapmasına izin verilmeyen bir mahkum gibi!"

"Tüm bunlar senin iyiliğin için, ben senin kötülüğünü ister miyim? Neden beni anlamak için uğraşmıyorsun?"

"Ben seni çok iyi anlıyorum, ben babamı bu çukur yüzünden kaybettim tamam mı? Seni de kaybetmek istemiyorum ama artık bu korumacı tavrından da çok sıkıldım, lütfen sende biraz beni anla."

"Lütfen bir kaç gün dışarı çıkma ve sonra istediğini yapmana izin vereceğim tamam mı? Şimdilik sadece biraz bekle, ortalık biraz sakinleşsin. Seni anlamadığım için özür dilerim sevgilim."