2. Bölüm

10K 458 30
                                    

"Ne oldu kız! ne bozarıp kızardın sen öyle?" Nur arkadaşını şüpheyle süzdü, yarım saattir bir haller vardı ama eve giderlerse sıkıştırırdı arkadaşını.

Esma, arkadaşının dedikleriyle kendini toparlamaya çalıştı. Genç adamın gözlerinin kendi üstünde olduğunu biliyordu. Bir yandan da düşünüyordu çapkın serserinin teki olmasa öylece ulu orta yerde ısrarla bir kıza bakmazdı. Görgü adap denen bir şey vardı canım!

Birden parladı kendi kendine genç kız adama döndü baktı. Aynı yerinde duruyor gözünü kırpmadan bakıyordu kıza. Çarpık bir gülüş sundu kıza. Çok küçük bir kıvrılma olmuştu ama kızın yüreğini hoplatıyordu bu gülüş.

Genç adamda durum çok ayrıydı. Genç kıza gözleri takılır takılmaz farklı alemlere dalmıştı bile. Öyle ki kuzeninin düğününe gelmiş olmasına rağmen yanına gidememiş karşısındaki kıza bakar halde kalmıştı. Gözlerini arada çekiyordu fakat sanki rotası belirliymiş gibi gözleri sürekli kızı buluyordu. Daha ilk kez gördüğü kıza karşın bu bakışları saçmaydı belki ama tanışmak isterdi bu güzelle. Belki de daha fazlası.

Anası yüzündendi hep. Evlen diye tutturmuş aklına sokmuştu bu fikri bir yıl boyunca. Babası öldüğünden beri evlerinin tadı tuzu yoktu. Bu yüzden anası en büyük oğlunu evlendirip torun sahibi olmak istiyor, doğacak olan torunlarının evlerine neşe getireceğine inanıyordu.

"Ooo Yavuz Beyim hoşgelmişsin sefalar getirmişsin de bir yanıma gelemedin be teyze oğlu." Yavuz bir an mahcup hissetti.

"Kusura bakma teyze oğlu anamlar buradalardı, malum konağı kontrol edip anca gelebildim."

"Yok mühim değil erken gelseydin de zaten bu sefer sana kısmet arayışlarına girerdi anamlar, bilmiyon mu."

Söyledikleriyle ikisi de tebessüm etti. Genç adam, eşini teyzesinin aracılığıyla görmüştü. Teyzesi bir düğüne yeğenini çağırmış, kızı orada göstermişti. Genç adam da iki ay kızın peşinde sürünmüş en sonunda gönlüne girebilmişti. Düşündükleriyle eşine dönüp göz kırptı, utandırmayı seviyordu karısını. Kuzeninin boğazını temizlemesiyle Yavuz' a döndü.

"Anama gerek de kalmadı herhalde teyze oğlu." Yavuz' un söyledikleriyle duraksadı genç adam. Kuzeni 28 yıllık hayatında anasının zoruyla kızlarla konuşmuş ama biri hariç diğerleriyle anlaşamamıştı. Biriyle anlaşacak gibi olduysa da kız zengin bir ağa oğluyla evlenmek istemişti sonrasında da nasip diyip kapatmıştı bu defterleri Yavuz.

"Nasıl yani kız kimlerden sizin köyden mi?" Yavuz gülümsedi.

"Bizim köyde görmedim buralı sanırsam. Bir sorup soruşturmam lazım tabi." O an duraksadı Yavuz kızın ellerine dönüp bakmamıştı ya evliyse ya nişanlıysa diye düşünmemişti. Utandı kendinden başka birinin namusuna gözleri değdiyse çıkamazdı daha dışarı. Evli olmasa bile ya kızın başkasında gönlü varsa o zaman nasıl isterdi kızı nasıl zorlardı onu kendine. Sorup soruşturması lazımdı tabi.

Dönüp tekrar baktı kıza o an tekrar göz göze geldiler. Kız sinirli sinirli bakmaya çalıştı ki genç adamın bu hareketiyle dudakları kıvrıldı. Hemen gidip anasına sordurmalıydı kızı böyle olmayacaktı.

"Utanmadan gülüyo bir de tövbe tövbe."

"Noldu kız neye konuşuyon kendi kendine. Kalk biraz oynayın görünün de sonra abini çağır vakit geç oldu gidek artık." Genç kız kafasını sallayarak onayladı annesini. Nur, arkadaşının kolundan çekiştirerek meydana çekiştirmeye başlamıştı bile. İki dost karşılıklı oynamaya başladılar, etraflarında oynayan kızlarla da arada kaynaşıp gülüşüyorlardı.

Allı GelinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin