+18
Esma, elindekileri elleri titreye titreye yerlerine koydu. Heyecandan ne yapacağını, elini ayağını nereye koyacağını bilemiyordu. Yavuz banyodayken farklı odaya koyduğu geceliğini, üstünü çıkardıktan sonra tekrar giydi.
Elini kalbine koyup kendini sakinleştirmeye çalıştı ama yetmiyordu. Kadınlığı istekle atmaya başlamıştı bile, sadece hissettikleriyle biliyordu bazı duyguları. Tüm vücudu titreyerek yatak odasına geçti. Yavuz, başı önünde yatağın uç kısmına oturmuş belirli bir noktaya bakıyordu.
Adam, genç kızın içeriye girişinden itibaren kasılmaya başlamıştı bile. Bu geceyi hayvani bir şekilde geçirmeyip sevdiğinin canını acıtmazsa kendini çokça tebrik edecekti. Dönüp karısına baktığında ise kendisine hiç yardımcı olmadığını fark etti. Biricik eşi her ne kadar utangaç olsa da kendini sergilemekten geri durmuyordu.
Esma' nın üzerindeki elbise mavi olmasına rağmen Yavuz, sevdiğinin karşısında alev aldığını hissetti. Bu kadın, kendisini ömrünün sonuna kadar yakardı ki genç adam kendini yakmaya hazırdı.
Esma, kapıdan içeri girdiği anda sevdiğine gülümseyerek baktı. Genç adam, üstünde yarıya kadar açılmış gömlekle yanmış tenini sergiliyordu. İkili bir yandan bakışırken diğer yandan yavaşça birbirlerine yaklaşıyorlardı. Yavuz birkaç santimlik mesafe kala durdu. Ellerini sevdiğinin saçlarında, yüzünde gezdirdi. Ellerinin yerini dudakları alınca önce alnında sonra yanaklarında, çenesinde ve dudaklarında gezindi. Şefkatle dokundu sevdiğine, eğer biraz daha devam ederse en başından beri içinde tuttuğu arzusu ortaya çıkacaktı. Gözlerine baktı gül güzelinin.
"Güzelim, eğer hazır değilsen ben beklerim. İstersen yavaş yavaş alışırız birbirimize. Ne zaman yaparsak yapalım canın biraz acıyacakmış ama yemin ederim gözümden sakınırım seni, yeter ki benden korkma Esmam."
Esma, gülümseyerek baktı kocasına. Ne de tatlı tatlı anlatıyordu kendisini, dayanamadı karşısında duran adem elmasına dudaklarını değdirip öptü. Öpüp çekildiğinde genç adamın derince yutkunması da bir olmuştu. Yavuz her ne kadar kendini biraz beklemeye hazırlamış olsa da bu cevabı beklemiyordu. Ses çıkarmayan karısına baktı. Sahi ya, karısıydı artık değil mi?
"Esmam, iznin var mıdır yani?"
Sorar gözlerle baktı güzeline, olumlu anlamda başını sallayan genç kızla Yavuz' u artık hiç kimse tutamazdı. Sevdiğinin dudaklarına yapışması bir oldu. Birbirlerine bulundukları temaslara artık alışmışlardı. Yavuz, genç kızın alt dudağını büyük bir hasretle sanki çok sevdiği bir şekeri emer gibi emiyordu. Sevdiğinin tüm tadını dudaklarından alabildiğini zannederken bedenini keşfettiğinde ne duruma düşeceğini kendisi de bilmiyordu.
Esma, dudaklarını emen genç adama kendini kaptırmışken bir yandan da adamın gömleğini çıkarmıştı. Bazen hızlı bazen yavaş bir şekilde öpüşmeye çalışan sevdiğiyle dudakları iki yana gerildi. Hem hızlı olmak istiyor hem de sevdiğini sevişmeye hazırlamak için aklına geldikçe yavaşlamaya çalışıyordu Yavuz. Fakat tüm iradesini alt üst eden şey, genç kızın dilinin dudakları arasına girmeye çalışmasıydı. Dudakları arasına giren dil, ağzının içinde hareket ederken genç adamın sakin kalması mümkün değildi.
Genç kızı kucaklayıp kalçasına hafifçe vururken artık kendinden geçmişti. Ağzının içindeki dili emip bıraktı. Yatağa arka arka ilerleyerek oturdu. Tam kucağına yerleştirdiği karısıyla başını geriye atıp inledi. Esma da kendini genç adama bastırarak inledi. Öyle bir duyguydu ki kaçmak istiyor ama kaçarsa da ölüm gibi bir şey olacağını biliyordu.
Yavuz ellerine göre olan göğüslere uzandı. Sadece geceliğin kapattığı göğüsler karşısında ağzını sulandırarak duruyordu. Geceliği aşağı çekiştirip genç kızın sol göğsüne kapandı. Esma, göğsünü bebek gibi emen adamla kalçasını indirip kaldırıyor, istemsizce git gel yapıyordu. Genç adam bir eliyle sağ göğsünü yoğururken, sol göğsünü emerek sevdiğinin sınırlarını zorluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Allı Gelin
RomantizmGüzel ama bir yandan da yaman olan köylü güzeli Esma' nın evinin kapısı görücülerden aşınmıştır. Görücüye gelen beyoğulları ya ipsiz sapsız ya da çapkınıdırlar. Esma ardını dönüp bakmaz onlara. Ailesi de zaten kızlarını verme taraftarı değildirler...