Esma şu yaşına kadar attığı adıma söylediği söze kadar temkinli hareket eden bir insandı ta ki hayatına Yavuz girene kadar. Annesinin her dediğini ikiletmez küçükken yanına erkekler yaklaşmasın diye abilerinin öğütlerini dinler, çocukları korkutmaya çalışırdı. Fakat yanında Yavuz varken zaman kavramını yitiriyor, yapmaması gereken şeyleri sadece Yavuz ile yapmak istiyordu.
Şundan sadece iki üç ay öncesine biri gelip kabinde kıyafet denerken nişanlınla basılacaksın dese güler geçerdi. Fakat şimdi dışarıdaki görümcesine seslenmesi lazımdı. Yavuz, kardeşinin sesini duyup duraksasa da Esma' nın boynuna doğru yöneldi. Esma hem sevdiğiyle ileri derecede yakınlaşma yaşamanın yoğunluğundan hem de basılmanın telaşıyla titredi. Kendini toparlamaya çalıştı, boğazını temizledi ve kabinin dışına seslendi.
"Yok Serpil bir şey olmadı. Bu elbise pek olmadı benim eteğim pek yok da. Bir etek mi getirsen bana kuzum." Boynunu ısırıp öpen Yavuz ile inlememek için kendini zor tutuyordu. İtmesi gerekiyordu belki de böyle bir durumda ama etini dişleri arasına sıkıca kıstıran adamın kafasını boynuna doğru iyice çekti. Genç adam kısıkça inlemekten kendini alamadı.
"Tamam yenge de abim ortalarda yok. Bir yere mi gitti, sana bir şey dedi mi giderken." Yavuz, gül goncasının boynunda kendi ile ilgili şeyleri duyuyordu fakat sanki dünyadan soyutlanmıştı. Genç kızın kulağının altını öpünce kızın titreyip Yavuz ' un kafasını bastırması bir oldu. Esma bunu ikinci kez yapıyordu ve Yavuz' un çok hoşuna gitmişti bu durum. Genç kızın boynunda gerilen dudaklar Esma' nın gıdıklanmasına da neden oluyordu.
"En son su alacam diyordu canım benim. Su almaya gitmiştir." Esma zor da olsa cevap verebilmişti görümcesine.
"Tamam yenge ben eteklere bakıyom." Esma başını sallamıştı, görümcesinin görmeyeceğini biliyordu fakat bu onaylama ona karşı değildi. Yavuz genç kızın bedenini keşfettikçe Esma, daha da ilerisini arzuluyordu. Elleri genç adamın ensesinde kafasının nereye gideceğini yönlendirmek ister gibi duruyordu. Gözlerini kapatmış boynunu yana doğru açarak genç adama geniş bir alan sunmak istemişti. Her hareketinde kısacık tırnakları Yavuz' un ensesine batıyordu.
Yavuz ise kendini dizginleyememekten korkuyordu. Başlarda genç kıza karşı elbette ki bir çekim hissediyordu ama kendine alışmasını istemişti. Şimdi ise görüyordu ki sevdiği alışmış daha da ilerlemek istediğini hareketleriyle belli ediyordu. Elleri Esma' nın kalçası ve ve beli arasında gidip geliyordu. Erkekliği kendine baskı uyguluyordu ve zor durumdaydı. Esma, tırnaklarını geçirmeye çalıştıkça önündeki kabarıklık daha da harekete geçiyordu. Artık durması gerektiğinden kendisini sevdiğine bastırdı ve kulağına eğildi.
"Ah benim güzel gözlüm. Senin hasretin beni yer bitirir ama yanındayken dokunamamak öldürür. Evliliğimizi en yakın zamanda yapmamız gerek Esmam, sıcaklığına kavuşmam gerek hem bedenen hem ruhen."
Esma, kendinden geçmiş gibiydi. Kulağına söylenen sözler gururunu okşamıştı. O da isterdi Yavuz ile yuvası olsun birbirlerinde soluklansınlar ama ailesiyle arasında soğukluğun olmamasını da istiyordu.
"İnşallah Yavuzum amma anamla babam bana soğuk olursa içim hiç rahat etmez." Yavuz sarıldığı gül goncasından ayrıldı. Elleri yine genç kızın belindeydi sevdiğinin alnını öptü.
"Sen nasıl istersen yavrum, ne dersen o olacak. Ben de istemem aranızın soğuk olmasını. Benimle aralarını da düzeltecem aklın kalmasın senin. Ben hemen çıkayım gülüm. Şimdi Serpil gelir." Perdeyi aralayıp etrafı kolaçan etti. Kimse olmayınca dışarı çıktı, markete doğru yol aldı.
*****
Esma, evde çamaşırları yıkarken anası da öğlen yemeğini hazırlıyordu. Bir hafta önce yaşadıkları geldi aklına. Ne kadar elbise almak istemese de Yavuz birkaç elbise ve etek almıştı. Sonrasında da çeyizinin eksiklerini almış fazla oyalanmadan eve gelmişlerdi. Mehmet efendi akşamına eşi ve çocuklarıyla biraz atışmış sonrasında uyumuştu. Esma' nın kendini dinlememesi bir de alışverişe gitmesi zoruna gitmişti. Kendisi izin vermek istememişti ama karısı Fatma kadın hiç susmamıştı o da en sonunda izin vermişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Allı Gelin
RomanceGüzel ama bir yandan da yaman olan köylü güzeli Esma' nın evinin kapısı görücülerden aşınmıştır. Görücüye gelen beyoğulları ya ipsiz sapsız ya da çapkınıdırlar. Esma ardını dönüp bakmaz onlara. Ailesi de zaten kızlarını verme taraftarı değildirler...