16. Bölüm

5.3K 333 18
                                    

Esma, evlerinin önünü süpürürken dünkü kavgadan sonra evin içinde derin bir sessizlik  vardı. Babası, Yiğit abisini şehre gönderip köyden uzaklaştırmak istiyordu. Sabah annesi ile konuşurken duymuştu. Genç kız ne kadar abisiyle konuşmak istese de Yiğit, herkesi tersleyerek odasına kimseyi almıyordu. Bu durumda Esma' nın içinde biraz da olsa abisini aklamak için umudu olsa da tüm umudu abisinin sert tepkisinden dolayı gitmişti. 

"Esmam, kardeşim benim." Gelen Yusuf abisiyle birlikte bir nebze olsa da gülümsedi. Fakat abisinin mahcupça yanına gelmesinin sebebi Esma' dan bir şey isteyecek olmasıydı. 

"Buyur güzel abim ne isteyeceksin acaba yine." Yusuf, kardeşinin anladığını biliyordu amacı gönlünü alarak yapmaktı.

 "Güzel kardeşim benim. Şimdi sana da güzel iki tane fistan aldım da yengene aldıklarımı ben götürmek istedim. Seninle beraber o taraflara gitsek mi? Biliyon köylü çok laf eder, bir yardım etsen şu gariban abine." Esma gülümsedi normalde biraz süründürürdü ama kendine fistan alındığını duyunca çok da gerek olmadığını fark etti.

"İyi bakalım. Gidelim tabi abi de anama yakalanma aman diyeyim diline düşersin."

"Diline düştüm zaten. Her gördüğünde büyük lokma ye ama büyük konuşma diye söyleniyor. Tabi biliyom Gülnazımı seviyor da lafları bana. Neyse ama çok güzel bir şeye vesile oldu anam. İsterse kırk yıl diline düşeyim." 

Yusuf, elindeki üç poşet ile evden çıkarak kardeşinin yanına gitti. Yollardan geçerken iki kardeş dün olan olayların dedikodularını duyuyor ama kimsenin ağzını kapatamayacakları için pek kulak asmıyorlardı. Gülnaz' ın evine geldiklerinde annesinin evde olup olmadığını kontrol etmek için Esma kapıya vurdu. Bir yandan da etrafı kolaçan ederek iki aşığın rahatça konuşmasını sağlamaya çalışıyordu. 

Kapıyı açan Gülnaz görümcesini görünce gülümsedi. Arkasında gördüğü nişanlısına biraz nazlı gözlerle baktı.

"Yengem benim. Naparsın kız, anan evde mi?" 

"Kız Esma o nasıl soru öyle. Anam yok, her zamanki gibi tarladalar işte." Esma arabulucu edasıyla omuzlarını düzeltti. 

"İyi iyi abim özlemiş de seni bir iki dakika hasret giderin." Esma etrafı gözetleyerek abisiyle birlikte evin bahçesine adımladı.

"Abi şu poşetleri içeri götür de yardım et yengeme." Açık açık söyleyemedi Esma, gidin de içeride rahat rahat fingirdeşin diye. Abisiyle yengesi içeri gittikten on beş dakika sonra döndüklerinde Gülnaz' ın yüzü kızarmış başı önde, abisi sırıtarak geliyordu. Genç kız ne olup ne yaptıklarını aklından bile geçirmek istemedi, abisinin özel hayatı kendisini hiç ilgilenmiyordu. 

"Eh bize müsaade, abi hadi gidelim hemen de daha işlerim var. Yengecim gel sarılayım sana da." Vedalaşıp evden ayrılan iki kardeş evlerine doğru ilerlerken evin önündeki kişilerden sadece biri Esma' nın dikkatini çekti. Nişanlısı gelmişti ve genç kız kendini düzeltme ihtiyacı duydu. Yazmasını düzeltti, durup üstüne başına baktı. Fakat abisinin varlığını çoktan unutmuştu sanırım. 

"Ohoo Esma hanım sizi nişanlandırdık da hayırdır. Nişanlını görünce yanındaki abini de unuttun herhal." Genç adam ister istemez kabullenemiyordu küçük kardeşinin gideceğini. Abisi olarak kıskanmakta hakkı vardı, Yavuz iyi biriydi bilirdi ama yine de gönlü razı gelmiyordu işte. Küçükken Esması sever diye ne tarlalardan üzümler, incirler aşırmıştı da ne dayaklar yemişti. 

Genç kız ise utandı abisinin dediğiyle. Biliyordu kötü bir niyeti olmazdı asla ama işte utanmıştı. İki genç evlerinin önüne gelince Esma sevdiğine göz süzüp içeri geçti. Yavuz fark etmişti o göz süzmeyi, sallana sallana gitmeyi. Tek başına kaldıklarında bunun hesabını sorardı gül güzeline. Yanında kimse olmasaydı gözlerini kırpmamak şartıyla ağzının suyu aka aka bakardı güzel yarine. Yine takılı kalmıştı gözleri ama Yusuf' un boğazını temizlemesiyle kendini toparlayıp genç adama döndü.

Allı GelinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin