Kaynama noktası

1.4K 108 57
                                    

Cengiz: Uyudun mu?

Cengiz: Ben uyuyamıyorum :(

Cengiz: Belim fena ağrıyor.

(Gürkan çevrimiçi)

Gürkan yazıyor...

Gürkan: Abi yanlış attın mesajı :D

(Cengiz çevrimiçi)

Cengiz yazıyor...

(Cengiz çevrimiçi)

Cengiz yazıyor...

Gürkan: Oğlum sakin ol. Yabancıya mı gitti sanki?

Gürkan: Ballı süt iç uyursun.

Cengiz: Boş yapma.

Cengiz: İlaç soracaktım.

Gürkan: Agskdkd

Gürkan: Tarih böyle boktan bahane görmemiştir.

Gürkan: Vay be kanka, bu hallere düşecek adam mıydın sen?

Cengiz: Gürkan bence zorlama.

Gürkan: Yok abi ne zorlaması. Haşa. Ama bence sen biraz zorla.

Gürkan: Anladığım kadarıyla bizim Memo seni eve almamış.

Gürkan: Helal ama bebeğime.

Cengiz yazıyor...

Gürkan: Tamam ben seni tutmayayım.

Gürkan: Daha yolun uzun.

Gürkan: İyi geceler kanka.

(Gürkan çevrimdışı)

Cengiz yazıyor...

(Cengiz çevrimdışı)


-


Telefonu ters çevirip yatağa bastırdım. Gece gece yerin dibine girmiştim resmen. Yatakta dikleşip, artık canıma tak etmek üzereydi, böyle uyuyamayacağım da kesindi, doğru düzgün bir plan yapmaya çalıştım.

Doğrudan kapısına gitsem hayatta açmazdı. Çocuk gibi inadı vardı. Zaten eve birlikte gelmeye ikna edene kadar bir taraflarım çatlamış, herkese rezil olmuştuk yeterince. Ama kapısının önünde, arkasında beklerken, suratıma bakmadan içeri geçip, kapıyı yüzüme kapatması takdire şayan bir hareketti.

Beş dakika boyunca orada durup, şaka yaptığını söyleyerek beni içeri almasını beklediğim anı düşünmek bile istemiyordum.

Kendi kendimi düşürdüğüm şu durum canımı aşırı sıkıyordu ama yine de değerdi. Rezil olacaksam da onun elinden olması çok da batmıyordu. Kısmen. Biraz batıyordu. Ama yine de sabredecektim.

O kendini iyi hissedene kadar alttan alıp, istediği şekilde ağzıma sıçmasına izin verecektim. Bir yere kadar. Veya yalan olmasın ne kadar isterse o kadar.

Ama sonrasında. İşte sonrasında bunun bedelini ödetecektim. Kendi bildiğim yoldan. Onun da hoşuna gideceğinden emindim.

Sırıtarak ayağa kalktım. Buzlar erimişti artık. Saatler önce kollarımın arasında huysuzlanmadan uzanmıştı da. Onu öpmeme de izin vermişti. Daha da Allah'ımdan bir şey istememem gerekiyordu. Gerekiyordu da, şu kalbime söz geçirmek o kadar da kolay olmuyordu. Öyle çok özlemiştim ki, şimdi onun yan dairede bu kadar soğukkanlı bir şekilde uyuyor olduğunu düşündükçe, o kapıyı kırıp onu kucaklayasım geliyordu.

A College DramaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin