-Cengiz-
"Gel otur şöyle."
Kafamı önüme eğip dediğini yaptım. "Çok kızgınım Cengiz. Tarifsiz kızgınım." parmaklarını masa örtüsünün üstüne sürerken dikkatlice bana bakıyordu. Özlemiştim hem de çok. Ama onu görmeyi o kadar beklemiyordum ki hala şoktan çıkamamıştım.
"Üzülmeni istemedim."
"Sen mi benim annemsin Cengiz?" sakin bir şekilde tane tane konuşuyordu. Gözündeki hayal kırıklığını görüyordum. Sanırım onu da hüsrana uğratmıştım. Son zamanlarda insanları üzüyordum. Yapmak istediğim tam tersi olsa da olmuyordu işte. Herkese bir şekilde zarar vermekten kaçınamıyordum. Şimdi annesinin cenazesini de kaçırmış bu kadın karşımda dikilmiş, bana neden diye soruyordu. En iyilerini hak ediyordu. Geçmişi düşündükçe, her zaman yanımda olmuştu. Ama şimdi bana baktıkça hiçbir şey hak etmediğimi düşünüyordu belki. Ona bunun için kızamazdım. Sonuçta her şeyi ona hissettirmeden halletmeye çalışmış, çoğu şeyi elime yüzüme bulaştırmıştım.
"Nasıl bir hayal kırıklığı yaşadığımı bilemezsin." beklediğim bir cümle olmasına rağmen kalbim ağrıyordu. Onu bu kadar üzdüğüm için kendimi affetmeyecektim. Defalarca özür dilesem bile telafisi yoktu. Sessizce başımı sallamaktan başka bir şey yapamadım.
"Bütün bunları yaşarken tek başına bıraktım seni." yavaşça gözlerimi kaldırıp anlamadan suratına baktım. Dolu gözleri de yüzümü turluyordu. Dudakları hafifçe titrerken, iç çekerek gözlerini yukarı kaldırdı. Yaşların yuvarlanmaması için yaptığı bu hareket işe yaramamıştı. Yanağından süzülen damlaları parmak uçlarıyla silerken, bir elini masanın üstünden bana doğru uzattı. "Kendimi asla affetmeyeceğim oğlum."
"Anne," elimi avucunun içine alıp sıktı. "Her şeyi tek başına halletmeye çalıştın. Senin beni değil benim seni korumam gerekiyordu. Hayal kırıklığıyım. Özür dilerim Cengiz." iki elimi ince parmaklarının üstüne örtüp, masaya doğru eğildim. "Anne böyle söyleme." burnunu çekerek hafifçe gülümsedi. "Ama artık ben varım. Tamam mı?" kalbim beklenmedik bu şefkatle sarsılırken, ona bu kadar ihtiyacım olduğunu da yeni yeni anlıyordum. "Artık ben varım. Sen bunları düşünmek zorunda değilsin, tamam mı oğlum?"
Usulca kafamı salladım. Omuzlarım titremeye başladığında boynuma sarılan bir çift kol ile gözlerimi yumdum. "Seni yalnız bırakmayacağım artık. Seni çok seviyorum oğlum." parmakları kısa saçlarımı severken, göğsüne yaslandım. Uzun zamandır tuttuğum yaşlar serbest kalıp yuvarlanırken hıçkırmamak için dudaklarımı birbirine bastırıp nefesimi tutmaya çalıştım. Ama olmuyordu. Bastırdığım tüm duygularım annemin kollarında dışa vurmuştu. Başımın üstüne bıraktığı ufak öpücüklere sığınırken, kendimi ufacık bir çocuk gibi hissediyordum.
-
Annem geleli bir hafta olacaktı. Hayatımda tek iyiye giden şey buydu zaten. Her şeyi öğrenmesine vesile olan ise, babamın hamile bıraktığı kadındı. Annemin babama olan aşkının her şeyden üstün olduğuna inanmıştım. Halbuki öyle değilmiş. Bu kadar güçlü çıkabileceğini düşünemezdim bile. Öğrenir öğrenmez tüm dünyası başına yıkılsa bile dimdik durabilmişti. Boşanma davası açmıştı. Babamla ilgili her şeyi geride bırakması zaman alacaktı ama yine de bana her şeyin düzeleceğini tekrar edip duruyordu.
Annem geldiğinden beri babam beni bir kere bile aramamıştı. Belki annem her şey öğrendiği için belki parayı çoktan aldığı için, artık sebebi her neyse onu zaten ölene kadar affetmeyecektim. O belalı adamlar keskin bıçak gibi yakamdan düşmüşlerdi. Bunda da neyin etken olduğunu bilemiyordum. Belki Kadir amca istediğini babamdan almıştı ve o yüzden peşimizi bırakmıştı, belki de annem sayesinde, sanırım gerçekten o tarafta ne olduğunu asla öğrenmeyecektim. Ama bunların hiçbiri umurumda değildi artık. Kimse ona zarar vermeyecekti. Bunu düşünmek bile iyi hissettiriyordu. Saçının teline zarar gelse dünyaları yakardım. Benden sonsuza kadar nefret edecek bile olsa yapardım bunu. Beni itmeye devam etse de, dünyalara değişmeyeceğim tek şey onun iyi olmasıydı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
A College Drama
RomansaCengiz ve Mehmet'in hikayesi... HSD'nin spin off'u niteliğindedir. Bağımsız okunabilir. Texting içermektedir.