Hâlâ müzik ekleyemiyorum, bu iş iyice can sıkmaya başladı...
Koyu-Yokluğunda
Sessizliğimiz cam kırıkları gibi
Yutkundukça kan tadı var ağzımızda..."İnsanların büyüdükçe yanlışı doğrudan ayırt edilebileceği söylenir. Ben sağını solunu karıştıran bir insanım, doğrunun doğru yanlışın yanlış olduğuna karar vermem hiç adil değil."
O çocuğun bekleyişi yıllar önce son buldu...
01.16
Bandajım çıkarılmış ve kolum bembeyaz olmuştu. Murat ise kolumu inceliyordu. Azra ise kemiğimin kaynadığını hiçbir sıkıntım olmadığını söylemişti. Hatta bu kadar hızlı toparladığıma şaşırdığını belirtmişti. Elime ve koluma kavuşmak güzeldi. Ne kadar bembeyaz olsa da...
"Bugün Ali geldi. Odama geldiğimde içeride buldum. Odaları karıştırdım falan dedi ama inanmadım. Hemen çıktı arkasından gittim ama yetişemedim. Odaya da iyice baktım ne bir şey alınmış ne de bir şeyler yerleştirilmiş. Garipti."
Murat'ın yüzü Azra konuştuğunda şaşkınlıkla ona doğru dönmüştü.
"Ne kadar zaman geçti?"
"Dört beş saat olmuştur."
Murat birden sinirle ayağa kalktığında neler döndüğünü anlayamadım.
"Ne demek dört, beş saat oldu Azra? Niye kimseye haber vermiyorsun?"
Murat'ın ses tonu yüksek çıkarken eş zamanlı olarak Azra'nın kaşları çatıldı. Azra kızgın bir tonda, "Bana hesap mı soruyorsun Murat?" dedi.
"Azra neler yaşıyoruz farkında mısın?"
Ali de kimdi? Niye bu kadar gerilmişlerdi? Anlayamıyordum. Azra iki kolunu çiçek yaptı ve sonra sağ elini sallayarak -geç babam geç bunları der gibi- konuşmaya başladı.
"Farkındayım Murat ama senin sıklıkla kaçırdığın bir şey var, saygı."
Murat'ın yüzü sinirden gülmeye başladığında ben yerimde film izliyor gibi onları izliyordum. Allah Murat'a da Deniz'e de sabır versin! Çünkü Azra ve ben söz hakkımızın olmasına laf yetiştirmeye bayılıyorduk! Sen ne alaka Lavin? Bende başa belayım... Deniz ile Azra evli ama? Ne var canım Murat'ta benim yarı zamanlı dostum! Hoş, zaten Ali yüzünden niye kavga ediyorlarsa?
"Bana bu şekilde konuşamazsın."
"Akşam Lavin'in evine bir adam girdi hem de biz evdeyken Azra. Senin de kaçırdığın bir şey var, dinlemek."
Bu Ali kimdi ya? Nereden çıkmıştı! Bir sen eksiktin zaten Ali! Allah'ım sen sabır ver yarabbim! Murat bana doğru dönmeden, "Savcı gidelim." dedi.
Bu bir emir değil ihtiyaçtı, istekti. Bense yerimden kalmış Murat ise kapıyı açıp çıkmışken Azra'ya ayak üstü veda edip adımlarımı hızlandırıp ona yetiştim.
"Ali kim?"
"Tarık'ın adamı."
"Ne!"
"Eski adamı."
İçimdeki ses ahanda bir şeyleri yediniz diyordu! İlla Tarık'a vuracaktı ya her halt! Bir eksik kalsındı yahu! Ulan aranıyorsun, aranıyorsun! Ya adabınla yurt dışına kaç -ki bunu hiç istemiyorum- ya da adamakıllı çık karşımıza! Pislik herif alttan iş çevire çevire bir hal oldu!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR AVUÇ YALAN 🌌
ActionGökyüzünü görebilmek değiştirmez yokluğunu. Varlığı silemez hiçliğini. Ve gökyüzü, gökyüzü umudunu bindirmiştir yağmurlarına. Senin, benim, bizim bindirdiğimiz gibi... Bak şimdi de şimşek çakıyor. Yakmıyor mu içini cayır cayır? Har olduğun yetmiyor...