Bu bölüm sizi yüz yerinizden bıçaklayacak... Bu bölüm sizi havalara uçuracak... Bu bölüm sizi yerden yere vuracak... Ve onlar yaşamaya devam edecekler..
Yetti o günler bana yetti
Çok çok da mutlu etti
Birdi bende yerin ah tekti
Bir çocuk bende tükendi01.23
"Bana kalırsa Murat bana hep bir parça hüzünlü bakıyordu!"
"Maalesef Lavin, başın sağ olsun!"
Seçimlerimiz ve onların sonuçlarından da biz sorumluyduk! Ama ben bir çocuk olup sorumluluğun ne demek olduğunu bilmediğim yıllara geri dönmek ya da belki büyüyemeden kendimden kurtulmak isterdim! Hoş, hâlâ içimde, o çocuğun kalbini taşıyordum! Kalbimi söküp almıştım, şimdi bu içimde atan şey de neyin nesiydi? Ben kendi kalbimi koyu bir karanlığın içinde bırakmıştım. Ben ya ben! İnsanlara bu konular hakkında milyar tane laf döken ben, o gün orada iki ölü bir yaralı bırakmıştım. Gerçekten bunun adı vicdan mıydı? Vicdan buysa eğer kalbi sökülüp atılanlara ne olacaktı? Bencil insanın tekisin... Bencillik tam da bu yaptığım mıydı? O bir katildi. Murat Sarper bir katildi, bende oturmuş kalpten bahsediyorum! Murat Sarper geleceğini söyledi... Oysaki Engin ve ekibi Murat Sarper'i alıp adliyeye götürmüşlerdi. Benim için hatırlamak dahi istemediğim, neler olduğunun hâlâ bilincinde olamadığım saatlerden ibaretti! Kendimi kaybettiğimi hatırlıyorum o arda neler olduğunu hiç bilmiyorum! Sadece kafamın içinde dönüp duran, Murat'ın beni sakinleştirmek için kulağıma fısıldadığı cümleler vardı. Beynimin içinde dönüp duran, yakama yapışan cümleleri. Beni bir esir gibi parmaklıkların ardına tıkıyordu. Parmaklıklarla karşı karşıya kalmamak, hatırlamamak için gece gece adliyedeki odama gelip vakalara bakmama sebep olan cümleleri... Yanlıştı ama doğruyu yapmıştım! Doğruydu ama yanlış yapmıştım! Murat gittikten sonrada zihnimde bir karmaşa vardı; düşünemiyor, kendimi suçluyor, kendimi aklıyor ama kapkara kalıyordum. Bu kafamın içinde bir döngü gibiydi, kendime kızıyordum kendime! Kendime dönsem de, oklar üzerimde olsa da hiçbir halt fark ettirmiyordu! Bana dönmek kendime küsmemden başka bir yol sunmuyordu! Mesela hiçbir şey olmayacak gidip geleceğim demişti, nasıl olacaktı bu? Eğer öyle bir suçu işlememişse ne diye susmuştu, ne diye polisi aramama izin vermişti? Düşünme Lavin!
Lanet olası vakayı da anlayamıyordum, hem daha otopsisi bile çıkmamıştı! Belki de inip kendim halletmeliydim, hem olanları unuturdum! Ayağa kalktım ve üzerime bir ceket aldım, adli tıbba gitmeliydim! Kapıdan çıktım tam karşımda en dipte Savcı Derin'in odası vardı içinde de Murat Sarper... Bakma Lavin, ilerle!
🌌🌌🌌
Tam kalbinin ortasında kocaman bir kurşun yarası vardı! Bir kadın ve yine bir cinayet... Doktor Beyza buradaydı ve o da bana yardım ediyordu! Eve gidemediğini bugün burada olduğunu söylemişti, otopsiyi yapabileceğini de!
"Bitmiyor..." diye mırıldandım.
"Her gün başka bir ölüm vakası, neredeyse hepsi kadın... Hepsinin saplantılı aşığı eşi ya da sevgilisi, katili! Bitmiyor, bitmiyor!"
"Ben anlam veremiyorum!" dedi Doktor Beyza.
"Bir insan nasıl sevdiği insana kıyabilir, aklım almıyor!"
Yaşayan ama kalbi olmayan bedenler de insan sayılıyor mu? Bu kimseyi ilgilendirmez...
Suçlulara göre sebep çoktu, açık giyinmiştir ya da bir erkekle konuşmuştur, çorbaya fazla tuz atmıştır ya da bir erkeğe bakmıştır...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR AVUÇ YALAN 🌌
ActionGökyüzünü görebilmek değiştirmez yokluğunu. Varlığı silemez hiçliğini. Ve gökyüzü, gökyüzü umudunu bindirmiştir yağmurlarına. Senin, benim, bizim bindirdiğimiz gibi... Bak şimdi de şimşek çakıyor. Yakmıyor mu içini cayır cayır? Har olduğun yetmiyor...