Gözlerinin İçi

103 8 138
                                    

.
Minik insanlar, size BAY'ın en uzun bölümlerinden biriyle geldim... Çok gülün, çok ağlayın ama onu suçlamayın olur mu? Ruhu ve bedeni arasına sıkışıp kaldı o ama yine de gözlerinin içine bakmaya devam etti.
Lavin Yılmaz...
Murat Sarper...
İyi okumalar...
İnş müzik koyabilirim...
Koyamadım
Seksendört~Yara

Yara geçti, izi duruyo'
Hâlâ içi çok acıyo'

"Gözlerinde sonsuz olup dudaklarında yarım kalıyorum!"

"Sana yaklaşamıyorum, senden uzaklaşmama da izin vermiyorsun."

01.18

Yalancı gülümseme, gerçek gülümsemenin tersi... Benimse çokça başvurduğum ve bir süre sonra ustalaştığım gülümseme. Şimdi aynısını Murat'a yansıtmış ve hiçbir şey duymamış gibi davranıyordum. Oysa içimdeki çift taraflılık çoktan kafamı karıştırmaya başlamıştı!

"Şey seni merak ettim!" dedim doğal bir tavırla ama aklımın bir köşesinde konuştukları vardı. Lavin'in haberi olmayacak! Aklım bin bir teori üretiyor ama ben teorilerimin doğru olduğunu zannetmiyordum.. Söylediği zaman cumartesi gününe tekabül ediyordu. Tam saatini bilmemekle birlikte ne yapacağımı da bilmiyordum, odama geçince iyice düşünüp karar verecektim. Acele bir karar almak istemiyordum, ne onu kırmak istiyor ne de habersiz kalmak istiyordum. Bana haber vermemesini anlıyordum o yüzden şu an bu fikirleri akıl dışı edip, buraya neden geldiğimin farkına vardım.

"Yok bir şeyim!" dedi geçiştirir gibi.

"Sema'ya izin vermişsin?" dedim saçma sapan bir şekilde. Belki de açıklama yapmam gerekiyordu ama kafam biraz önceki duyduklarıma takılmışken cümle de kuramıyordum. Kendimi toparlamam gerekiyordu!

"Yani tabii normal bir şey ama aşağıda baya abarttılar."

Yüzü normal bir insanla konuşurken aldığı ifadeyle aynıydı. O an anladım, bende hissettirdiği burukluğun sebebi onun beni sıradan bir insan olarak görmesindendi. Onun için sıradan biri olmak istemiyordum...

"Tanıştınız mı?"

"Hı hı!" dedim başımı aşağı yukarıya sallarken.

"Kendi hayatı istediğini yapabilir." diye kaçamak bir cevap verip balkonunun camını kapattı. Benimde gitmem gerekiyordu ama nasıl kaçacaktım bilemiyordum.

"Nasıl yani?"

"Artık benden geçti demek Savcı; başına buyruk olmak istiyor, asla ve asla kimseyi dinlemiyor. Yaşasın ve görsün. İstediğini yapabilir."

"Anladım!"

Bende Sema'nın yaşlarındayken hep özgür takılmıştım ama sevgilimle yurt dışına konsere gidebilecek kadar değildi ki benim zengin bir abimde yoktu ve zengin abimin bilmediğim kirli işleri de yoktu. Zaten benim abimde yoktu! Ortalık sessizliğe bürününce gitmemin zamanı gelmişte geçiyordu. Olanları duymamış gibi davrandığım için çıkamazdım. Duymamış olan Lavin çıkmazdı. Gözlerinin içine baktım, bana söyler miydi ne saklıyorsa? Bunu, Deniz'e asla söyleme diyen bir insandan bekleyemezdim zaten beklesem de söylemezdi. Benden sakladığı her neyse, mümkün mertebe beni uzakta tutmak istiyordu. Kendince haklı olabilirdi ama buradan bakılınca insana hem kendini kötü hem de başa bela hissettiriyordu. Arkamdan resmen iş çeviriyordu, böylesi şimdi daha mı iyi olmuştu? İşin içine burnumu sokacaktım, hem de daha fazla!

"Lavin..." diye mırıldandı yorgun bir sesle, gitmemi istiyordu galiba artık.

"Efendim Murat?"

"Biraz daha burada kalırsan arkana bakmadan kaçacaksın!"

BİR AVUÇ YALAN 🌌Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin