Evin bahçesine dolan sayamadığım arabaların arasından Savaş Keskin indiğinde ellerimi arkamda birleştirip rahat bir tavırla bana doğru gelişini izledim.
"Sonunda seninle karşılaşmak bana şeref verdi." diyerek tam karşımda durup belindeki silahı çıkartmış ve iki kaşımın ortasına dayamıştı.
Adamlarım da onunla birlikte silahı çektiğinde adamları karşılıksız bırakmamıştı.
"Bir kez soracağım-"
"Kızın odada istirahat ediyor."
Kaşlarını çatarak silahını indirmiş ve cevap vermişti.
"Ne yaptın ona?"
"Hiçbirşey, şimdilik."
Adamlarına dönüp işaret verdiğinde adamlarım adamlarının önüne geçip durdurmuştu.
"Kızımı alıp gideceğim ve sende zorluk çıkarmayacaksın-"
"O işi bir geç sen." dedim ciddiyetimi yüzüme takınarak.
"Sana ve kızına tam olarak iki kez şans verdim. Kızın da sende iyi niyetimi kullandınız. Kanı elime bulaşmamış bir kadının katili mührünü bastınız ve üstelik sabrımı da taşırdınız."
Sözlerimin ardından adamlarıma döndüm.
"Artık ne anlaşma var ne de alışveriş."
Sözlerimin ardından ona dönüp devam ettim.
"Şimdi asıl meseleye gelecek olursak, kızın odasında uyuyor. Yattığı yatağın altında güçlü bir patlayıcı var. Adamların içeri girip onu almaya çalışırsa eğer evle birlikle puff.. "
Ellerimle göstererek güldüm.
"Seni orospu çocuğu!"
"İkinci meseleye gelecek olursak, senin karın babamla kendi ölüm anlaşmasını imzalamış. Benim babamsa senin düşmanın yani bu durumda karının ölümüne sebep olan kişi sensin. Senin düşmanlığın yüzünden karın öldü. Bu durumda benim seneler önce daha varlığım bile belli değilken işlenen suç üzerime atılamaz"
Omuzlarımı kaldırıp indirerek Savaş Keskin'e biraz daha yaklaştım.
"Ha eğer ki ısrarla beni öldürmek için direneceksen de sen kaybedersin."
Son sözüm onu kahkahaya boğmuştu.
"Ben kazanamayacağım hiçbir oyuna girmem Ateş Turnaz!!"
Soyadımı uzatarak söylemişti.
"Yaşlanmışsın Savaş Keskin ama eski halinden ödün vermiyorsun. Fakat şunu söylemek isterim ki eğer ben ölürsem kızın da ölür."
Yine ve yine kaşlarımın ortasına silahın namlusu dayanmıştı.
"Beni kızımla mı tehdit ediyorsun! Onun saçının teline zarar gelirse seni de bu dünyanın içinde yakarım! Öldürmem! Süründürürüm!"
"Demek ki herkesin bir zaafı varmış değil mi?" diyerek alnımdaki silahı tutup yere indirdim.
"Sen bu söylediklerimi bir düşün. Ben buradayım hiçbir yere gitmiyorum. Kızını istiyorsan bana bıçak bilemeyeceksin. Eğer ki biliyorsan kızın da benimle zararlı çıkar."
Sözlerimin hemen ardından adamlarıma dönüp silahlarını indirmelerini işaret ettim.
"Cevabını sabırsızlıkla bekliyorum."
Eve doğru yürümeye başladığımda arkamdan seslenmişti.
"Kızımı bana ver bu işten vazgeçeyim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANNEMİN İNTİKAMI🩸(+18) (TOXİC SERİSİ II)
Teen Fictionİşaret ve orta parmağımı birleştirmiş uzun yemek masasına sürterek usul usul gezdirirken keskin, rahat ve bir o kadar da tehditkâr bakışlarımı masada oturan adamın yüzünde gezdirdim. "Yani anlattıklarına göre Rasim çok büyük ve tehlikeli bir adammış...