Saat sabahın dördüne doğru gelirken Ateş artık çıkmamız gerektiğini söylemişti. Sözünü ikiletmeden merdivenlere doğru yöneltip üçer beşer çıkarak odama girdim.
Teyzem odada uyuyordu ve uyanırsa beni göndermeyeceğini biliyordum.
Çekmeceme yönelip aylardır takmadığım silah kemerimi takıp silahlarımın şarjörüni kontrol ederek kemerime taktım.
Babamı bulup nasıl bir oyunun içerisinde olduğumuzu öğrenmemiz gerekiyordu.
Üzerimdeki ince montu çıkartıp dolaptan kalın montumu giyinerek saçlarımı iki yana ayırdım. Başıma şapkamı takıp dolabımdaki aynadan kendime baktım.
Eksik birşeyim kalmamıştı.
Masanın üzerindeki telefonumu almak için uzandığımda çekmecem dikkatimi çekmişti. Annemin bana bıraktığı kutu o çekmecedeydi.
Açmak istememiştim, içimden açıp kutuya bakmak gelmemişti.
Hiçbirşey düşünmeden telefonumu alarak odadan koşar adımlarla çıktım. Merdivenleri olabildiğince sessiz inerek avluya indiğimda Ateş Haktan ile konuşuyordu.
"Zola teyzem beni sorarsa ona gerçekleri anlat."
"Ama anlatırsam peşinden gelmek ister."
Kendi dilinde söylemişti.
"Artık arkadan iş çevirmek yok. Gelmeye kalkarsa durdurursunuz."
Karşı çıkmadan kabul etmişti.
"Kamera kayıtlarını inceleyin, eğer birşeyler bulursanız bizi arayın."
Haktan Ateş'in elini tutup sallayarak cevap vermişti.
"Tamamdır kardeşim orası bende."
Ateş bakışlarını bana çevirip gitmemizi işaret ettiğinde cevap vermeden yanına giderek onunla birlikte evden çıktım.
Bahçeye çıkar çıkmaz gördüğüm manzara karşısında biraz şaşırmıştım. Bahçede sayamayacağım kadar çok adam vardı.
"Evin her bir yanına dağılın. Evin içerisindeki kişilerin tek bir tanesine zarar gelirse bedelini siz ödersiniz."
Ateş'in tehditkâr ses tonundan sonra adamlar bölünürken ona baktım. Arabasına doğru yürüyordu, hemen arkasından giderek arabaya bindim.
"Kemerini bağla çünkü normal şartlar altında gitmeyeceğiz."
Dediğini yaparak kemerimi bağladığımda çoktan evin bahçesinden çıkmıştık.
"Babamın yerini nasıl bulacağız?"
"Mardin'de, bir köyde."
Kaşlarımı çatarak ona döndüm.
"Ne zamandan beri biliyorsun?"
"Seninle konuştuktan sonra adamıma mesaj attım. Zor olmadı."
"Değişik." dedim bakışlarımı cama çevirerek.
"Anlamadım?"
"Hareketlerin diyorum, çok değişik."
"En başından olması gerektiği gibi."
"Nasıl?" diyerek ona döndüm.
Bakışlarını yoldan ayırmadan hızını daha çok artırmıştı.
"İnsan herşeyi kabullendikten sonra nasıl davranacağını tartıp biçiyor."
"Neyi kabullenmişsin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANNEMİN İNTİKAMI🩸(+18) (TOXİC SERİSİ II)
Novela Juvenilİşaret ve orta parmağımı birleştirmiş uzun yemek masasına sürterek usul usul gezdirirken keskin, rahat ve bir o kadar da tehditkâr bakışlarımı masada oturan adamın yüzünde gezdirdim. "Yani anlattıklarına göre Rasim çok büyük ve tehlikeli bir adammış...