65'🩸

1.8K 89 12
                                    

Karşımdaki kadında baktım. Sanki onu hiç tanımıyor gibi hissediyordum. Onu saatlerce öpmek ve kokusu olmadan saniyeler geçirmek istemezken karşımda bir yabancı gibi duruyordu.

Siyah kot pantolon giyinmiş üzerine beyaz saten gömlek ve uzun siyah kaban takmıştı. Burnu hep olduğu gibi soğuktan kıpkırmızıydı. Kafasında kışlık şapka vardı ve ellerindeki siyah deri eldivenlerle karşımda ifadesizce duruyordu.

O Dilay'dı, benim sevdiğim kadın değildi.

Arkasında adamlarla karşımda dikiliyordu. Ona zarar vereceğimi düşünerek adamlarıyla gelmişti. Oysa ki ben saçının teline kıyamazdım.

Arabalardan birinden Zeynep çıkmıştı. Kaşlarım çatılmıştı, onu görene kadar yokluğunu anlamamıştım. Yüzünde yıkılmış bir ifadeyle bize doğru geliyordu.

Dilay'ın yanında mıydı artık? Kızımı büyütmeme yardım eden ve acıma ortak olan, asla söylemesem de bana dost gibi olan Zeynep Dilay'ı görünce bizi satmış mıydı?

Ayaklarını süre süre Dilay ile benim aramda durmuştu. Dilay tam karşımda acımasız ifadesiyle bakıyordu gözlerime.

"Kızım nerede?"

Geldiğini duyunca üzerimdeki siyah boğazlı kazakla atmıştım kendimi dışarı. Ellerimi arkamda birleştirip aynı ifadeyle baktım gözlerine.

"Senelerce onu takip eden sen değil miydin? Nerede olduğunu bana mı soruyorsun?"

"Son olaylardan sonra onu rahat bırakmak istedim. Düşünmesini istedim bu yüzden takip ettirmedim."

Kaşlarımı kaldırıp alayla güldüm. Kafam güzel olduğu için şanslıydım.

"Düşünmesi için onu rahat bıraktın öyle mi?"

"Evet, şimdi kızım nerede söyler misin?"

"Senin kızın Keskin kanı taşıyor Dilay hanım. Onda bıraktığın yarayı sarmak için gitti."

Başını sallayarak bana doğru bir adım attı.

"Haklısın, Keskin'ler acılarını kaçarak sarar, tıpkı bir korkak gibi."

"Buna korkaklık denmez, buna zayıf anını herkesten saklama denir. Biz Keskin'ler böyleyiz, acımızı herkesten uzakta yaşar ve döndüğümüzde acıma duygumuzu kapatırız."

Öyle mi der gibi bakmıştı gözlerime.

"Keskin kanı taşıdığı kadar Taşkın kanı da dolanıyor damarlarında Savaş. İçindeki özlemle savaştığını biliyorum, düşüncelerini tartıp biçiyor ki yapacaklarından sonradan pişman olmasın."

Daha fazla onunla tartışmak istemiyordum. Dikime gittikçe gözümde küçüldüğünü hissetmek canımı yakıyordu. Ona daha fazla düşman olmak istemiyordum. Daha fazla soğumak istemiyordum.

"Dediğim gibi Arzu burada yok. Topla köpeklerini git hadi."

Elimle gitmesini işaret ederek yeniden eve girmek istediğimde arkamda bir ayak sesi daha duymuştum. Başımı hafif aşağıya çevirip peşimdeki kişiye baktım.

Zeynep'ti, sessizce beni takip ediyordu.

"Böyle mi babalık yapıyorsun ona?"

Evin kapısında durmuştum, babalığımı mı sorgulamıştı o? Kaşlarımı çatarak ona doğru döndüm ve üzerine doğru yürüdüm.

"Senelerce kendini öldü gösterip bir anda kızının karşısına çıkarak hayatını alt üst eden bir kadın benim onu ne zorluklarla bugüne getirdiğimi ve nasıl babalık yaptığımı sorgulayamaz."

ANNEMİN İNTİKAMI🩸(+18) (TOXİC SERİSİ II)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin