"Hayır." dedi bileğimi tutarak.
Tuttuğu bileğime baktım.
"Senin de benim de şu an gidecek yerimiz yok değil mi? O zaman beraber-"
"Zola sen anlamıyor musun! Şu an yanımda olman bile tehlikeli!"
İnsanlar sesimi yükselttiği için bana bakarken Zola dolu gözlerle bakmıştı gözlerime.
"Ne yani beni yarı yolda bırakacak mısın?"
"Aynen öyle yapacağım." diyerek arabaya bindiğimde benden önce davranarak arabaya binmişti.
Sinirli bakışlarımı ona çevirip konuşmak için dudaklarımı araladığımda o garson camı tıklamıştı.
Sakin kalmaya çalışarak camı açtığımda ücreti ödemediğimizi söylemişti. Yanımda ne cüzdanım ne de telefonum vardı.
Zola olmadığını saniyeler içerisinde anladığında çantasından para çıkartıp uzatmıştı.
"Üstü kalsın."
Kendi diliyle söylediği için garson anlamamıştı. Camı garsonun yüzüne kapatıp arabayı çalıştırmıştım.
Belli ki peşimden ayrılmayacaktı. Gidecek yeri de yoktu ve onu bırakmak istesem de izin vermiyordu. Ateş'in yanına da gitmemem gerekiyordu.
Cebimde de beş kuruş para olmadığı için son çare eve gitmek zorundaydım.
"Her ne olursa olsun seni bırakmaya niyetim yok Arzu."
Zola arabadaki sessizliği bozduğunda bakışlarımı bir kaç saniyeliğine ona çevirdim.
"Zorundasın Zola."
Bedenini bana çevirip cevap vermişti.
"Hiç mi arkadaşın olmadı senin? Baika bir açıklaması olamaz çünkü."
"Evet olmadı."
"O zaman sana arkadaşlığı anlatayım. En yakın arkadaşlar en zor zamanlarında birbirlerinin yanında olurlar. Çünkü dostluk bunu gerektirir, sadece iyi gününde onunla gülmezler. Kötü gününde onunla ağlarlar."
Ana yolda arabayı kenara çekip Zola'ya döndüm. Gözlerindeki şevkati bana yansıtıyordu.
"Benim hayatın normal insanların hayatı gibi değil Zola. Ben güne uyandığım her sabah elime normal kızlar gibi telefon almıyorum. Elim ilk silahıma gidiyor."
"Tamam o zaman bana da öğret beraber silah tutalım."
"Zola sen beni anlamakta zorluk mu çekiyorsun! Ben senin gibi ailesi tarafınfan şımartılarak büyütülmedim! Güne acaba bugün hangi flörtümle buluşsam diye başlamadım! Benim hayat şartlarım seni aşar!"
Sesimi yükseltmem onu da öfkelendirmişti.
"Umrumda değil! Ucunda ölüm de olsa ben arkadaşımı bırakmayacağım!"
Sakin kalmaya çalışarak önüme dönüp arkama yaslandım.
"Anlat bana, her şeyi anlat."
Bakışlarımı karanlık gökyüzüne ışık olan yıldızlara çevirdim.
"Çok mu istiyorsun?"
"Evet."
"Annem beni doğurduğu günün bir kaç saati sonrasında öldürüldü. Öldüren adam babamın düşmanı ve Ateş'in babası. Annemi öldüren adam çok güçlü bir mafya lideri aslında annemin ölüm sebebinin amcam olduğunu söyledi. Ve ben bir amcam olduğunu iki hafta önce öğrendim. Babam amcamı benden saklamış. Yani aslında annemin intikamını Ateş'ten almayı planlarken amcamdan alacağımı öğrendim. En kötüsü de..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANNEMİN İNTİKAMI🩸(+18) (TOXİC SERİSİ II)
Teen Fictionİşaret ve orta parmağımı birleştirmiş uzun yemek masasına sürterek usul usul gezdirirken keskin, rahat ve bir o kadar da tehditkâr bakışlarımı masada oturan adamın yüzünde gezdirdim. "Yani anlattıklarına göre Rasim çok büyük ve tehlikeli bir adammış...