Annem sırf babamla benim yaşamam için kendi hayatını başka bir adamın kölesi olarak geçirmişti. Beni görmek uğruna kendini düşman olarak tanıtmıştı. Babamı, canını, kalbini, aşık olduğu adamı terk etmek zorunda kalmıştı. Benden, canından bir parça olan benden vazgeçmek zorunda kalmıştı. Hayata gözlerini açtığı günden beri kendi canını bedeninde tutmak için savamıştı insanlarla. Önce babasıyla savaşmıştı senelerce, annesinin ölümü gözlerinin önünde olmuştu. Sonra babamla savaşmıştı, babam kadar zor bir adamı hayatına sokmuştu. En son babamın düşmanlarıyla...
Ellerimi şakaklarıma bastırarak nezarethanenin içinde oturuyordum. Annem iyi mi bilmiyordum, babam annemin yanında mıydı onu da bilmiyordum. Olanlardan sonra annemin yalnız kalmaması gerekiyordu. Babamın yanında kalması gerekiyordu.
Ellerimi şakaklarımdan çekip avuç içlerime baktım. Bugün ki planım bambaşkaydı, bu eller ve bu beyaz elbise kana boyanacaktı evet ama o kanlar annemin olmayacaktı.
Gözlerimden yaşlar süzülüyordu. Acıdan değil, üzüntüden. Yine acıdan değil vicdan azabından.
Annem ben ve babam için neler yaşamıştı. Bunların hiçbirindrn haberimin olmaması benim suçum gibi hissettiriyordu. Eğer ben böyle hissediyorsam kim bilir babam nasıl hissediyordu...
"İyi misin?"
Omzuma bir el dokunduğunda donuk bakışlarımı yanıma çöken kişiye çevirdim. Haktan'dı ve endişeli görünüyordu.
"Ondan uzak durursan çok daha iyi olacak!"
Ateş Haktan'ın omzundan tutup kenara ittiğinde ona döndüm. Gözlerindeki öfke hala mekandaki ilk öfkesiydi.
"Yettin sen lan!"
Haktan Ateş'in yakasına yapıştığıfa Ateş de farklı birşey yapmamıştı.
"Hem suçlusun hem güçlü!"
"Ben sana kardeşim dedim oğlum! Sen ne yaptın! Aşık olduğum kadını bendrn almaya çalıştın!"
"Sen farklı birşey mi yaptın he! Gümüş'e köpek gibi aşık olduğumu bile bile onunla birlikte oldun!"
Polisler içeri girip ikisini birbirinden ayırarak Haktan'ı yan nezarete atmıştı. Amcam ve Gümüş'ün olduğu nezarete.
Haktan Gümüş ile aynı ortamda olduğu için halinden hiç memnun değildi. Ateş ise yanıma gelip oturmuştu.
Benim aklım tamamen annem ve babamdaydı. Ne Ateş ile ne Haktan ile tartışacak durumda değildim.
"Gerçekten onunla birlikte olduğuna inanamıyorum. Ben seni ne zorluklarla elde etmişken sen o piçi tek seferde kabul ettin."
Her bir cümlesinde öfke vardı. Usulca başımı ona çevirip gözlerine inanamayarak baktım.
"Ne diyorsun sen ya?" dedim titreyen sesimle.
"Bulunduğumuz durumun farkında değilsin değil mi? Annem ve babam büyük bir tehlikenin ortasındalar ve ben burada elim kolum bağlı oturuyorum. Sense kalkıp bana aşktan bahsediyorsun."
Gözlerime bakmıştı sadece ve sessizce.
"Arzu annen ve baban çok şeyi atlattılar. İnan bana bunu da atlatacaklar."
Amcamın sesini duymuştum, donuk bakışlarımı bu sefer amcama çevirdim. O da benim kadar üzgün görünüyordu. Cevap vermemiştim çünkü ona karşı olan öfkem çok ayrıydı.
"Bravo vallahi Arzu, seni tebrik edemeden geçemeyeceğim."
Gümüş amcamın yanına geçip bana o iğrenç bakışı atmıştı yeniden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANNEMİN İNTİKAMI🩸(+18) (TOXİC SERİSİ II)
Novela Juvenilİşaret ve orta parmağımı birleştirmiş uzun yemek masasına sürterek usul usul gezdirirken keskin, rahat ve bir o kadar da tehditkâr bakışlarımı masada oturan adamın yüzünde gezdirdim. "Yani anlattıklarına göre Rasim çok büyük ve tehlikeli bir adammış...