14'🩸

3.1K 125 0
                                    

Önce planımı yaparım, sonra içeri sızarım, ardından rolümü oynar ve en son işimi bitiririm. Tıpkı gözlerimi son kapattığımda zihnimde kurduğum plan gibi...

Ben Arzu Keskin'im, beni annem ve babamdan soyutlayan tek şey intikam duygum bütün hislerimi bastırır. Teyzemin o adamın elinde olması beni içten içe korkutsa da asla yenilmeme sebep olamaz...

Mekana giriş yaptığım zamandan itibaren masada gördüğüm santranç ve yanındaki bulanık kadehten itibaren bütün planı kafamda çözmüştüm. Benimle oyun oynamak istemişti çünkü yenildiğimi görmek istemişti.

Asıl sorun ise ben yalnızca kendim istersem yenilirdim...

Gözlerimi usulca araladığım andan itibaren beynime saplanan ağrı ile kaşlarımı çattım. Dünden kalma kadar berbat hissediyordum.

Görüş açıma direkt hastane ışıkları girmişti. Uzun ve beyaz ışık gözlerimi alırken gözlerimi yeniden kapatıp açmıştım.

"Hiç uyanmayacaksın sandım."

O mırıltı bile kulağımı tırmalamaya yetmişti. Başımı sesin geldiği yöne hafif çevirdiğimde esmer uzun boylu bir adamla göz göze gelmiştim.

O gözlerle çarpıştığım anda başardığımı anlamıştım. Sonunda içeri girmeyi başarmıştım. Ellerimle yattığım yataktan destek alarak doğrulduğumda başım dönmüş ve parmaklarımı şakaklarıma bastırmıştım.

"Verilen ilaç yalnızca baygınlığa sebep olmuyor. İçerisindeki madde uyuşturucu etkisi yarattığı için bir süre sersemleyeceksin."

Gözlerimi sıkıca kapatarak kuruyan dudaklarımı araladım.

"Kes çeneni de patronunu çağır."

Sırıtma sesini duymuştum, gözlerimi usulca yeniden açıp karşımdaki adama baktığımda oturduğu sandalyeyr yaslanarak cevap vermişti.

"Aldığın ilaç seni bu denli kötü yaparken hala patronun derdinde misin?"

Duyduğum sözlerle parmaklarımı şakaklarımdan çekip adama baktım.

"Değil uyuşturucu, zehir verseniz bende etkisi olmaz. Şimdi köpekliğini yaptığın patronunu çağır."

"Tamam dediğin gibi olsun. Buraya gelene kadar tam bir seneni harcadın. Patronum canını fazla yakmış olmalı, çünkü her yiğidin harcı değil bir sene çabalamak."

Gülerek başımı geriye yasladım.

"Senin gibi bir salakla oturup burada saniyelerimi harcayamam. Şimdi ya git patronunu çağır ya da seni burada gebertip kendim gideyim ona."

Yaslandığı yerden doğrulup ifadesiz gözleriyle bedenimi süzdüğünde gözlerim üzerime dönmüştü.

Defilede giyindiğim elbise hala üzerimdeydi ama o kadar kısaydı ki kalçamım yarısına kadar çıkmıştı. Ayağımdaki yılam desenli ayakkabılar da yoktu.

Beynimde şimşekler çakarken bakışlarımı etrafıma çevirdim. Odanın içerisinde kasvetli bir karanlık vardı. O karanlığı aydınlatan tek şey hastane ışığıydı. Oda tam olarak oda değildi, depo tarzında bir yere benziyordu ama depo da değildi. Sanki...

Küf tutmaya yer arayan duvarlar...

Burası akıl hastanesi gibi bir yerdi...

"Söylesene Arzu, oyunu bilerek kaybettin değil mi?"

Bakışlarımı ona çevirdiğimde gözlerimden öfke alevleri fışkırıyordu.

"Seni orospu çocuğu!" diyerek yataktan bir hırsla kalkarak üzerine atlamak için adım attığımda ayaklarım sanki benden tamamen kopmuş gibi kendini serbest bırakmıştı.

ANNEMİN İNTİKAMI🩸(+18) (TOXİC SERİSİ II)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin