Sizleri çok özledim...
Uzun zamandır bölüm atmaya çalışıyorum ama sınav senem olduğu için pek aktif olamıyorum. Kafamı iyice kitaba verdiğim zamansa derslerime odaklanamıyorum. Şu yıl çabucak geçse de aklımda ki tüm kurguları kaleme dökebilsem. Sabırsızlıkla bekliyorum.Keyifli okumalar, yorumlarını okumayı çok özledim. Bölüm kısa maalesef. Çok istek geldiği için paylaşıyorum. ❤️
******Bedenimiz bir odada, yatağın üzerinde dururken; zihnimiz çok farklı yerlerde olabiliyor. Düşüncelerimizin bedenimiz içerinde hapsolmuş yitik bir halde kalmasına izin vermek istemiyoruz. Ruhsal yolculuğumuzu tamamlamak için hobilerimizden yardım alıyoruz. Kitap okumak, müzik dinlemek, oyun oynamak. Aklımız bunlarla müsaitken içinde bulunduğumuz kasvetten az da olsa uzaklaşabiliyoruz.
Küçükken annem ile babamın kavgaları yüzünden en ufak seste yerimden sıçrayan ve sürekli panik yapan biri haline dönüştüm. Onların bağırtıları, birine bir şey olacak korkusuyla duyduğum her yardım çığlığına koşar oldum. Büyüdükçe kadın haklarını daha iyi anladım. Kocası tarafından şiddet gören bir annem vardı. Küçük bedenim olanları sadece izlemekle yetinirken, düşünceleri olgunlaşan ve yaşı büyüyen bedenim karşı çıkmaya başladı.
Dayak yediğim zamanlar, odama kilitlendiğim zamanlar, annemin evden kovulduğu ve görüşmemizin yasak olduğu zamanlar, babamdan korktuğum için su isterken bile sesimin titrediği zamanlar, akrabalarının ona sıkıca sarılabildiği ama benim hep uzaktan izlediğim zamanlar...
Şimdiyse tıpkı o zamanlar hissettiğim kalp ağrılarının aynısını hissediyordum. Özellikle o maskeli adamı gördükten sonra korkularımın tetiklendiğini fark ettim.
Elim kolum bağlı. Buna engel olmak için bir şey yapamıyorum. Tıpkı küçükken her olaya karşı tepkisiz kaldığım gibi, bir köşeye çekilip oturuyorum. Kendimi müziğin kollarına bırakıyorum. Şarkı sözlerinin ruhumu okşamasına izin veriyorum. Kendime bile açılmadığım, açılamadığım duyguların dışarı vurmuş halini dinliyorum. Dinledikçe düşüncelerimin daha çok farkına varıyorum.
Bu hayatta yaptığım hataları geriye dönüp telafi edemeyeceğimi biliyorum. Ama yapmak üzere olduğum hataların farkında olarak çizdiğim yoldan sapmamak beni daha çok zorluyor. İleride dönüp geçmişime baktığımda geride sadece üstü tozla kaplanmış anılar göreceğim.
******
"Neden dans ettin?"
Şaşırdığım için kaşlarımı kaldırdım. Üzerimde ki deri pantolona bulaşmış unları elimin tersiyle silkeledim.
"Ettin, derken? Ettiniz olmasın. Sonuçta tek başıma dans etmediğimi sen de gördün."
Cümlem bittiği anda dudaklarımda kocaman bir gülümseme oluştu. Egemen'e sataşmak her zaman keyfimi yerine getiriyordu.
Poğaça hamurunu yoğurduğum kabı yıkamaya başladım. Ben kabı yıkarken Egemen de fırını açıp poğaçaları kontrol etti.
Tepsiyi fırından çıkardığında masanın üzerinde duran tahtaya bıraktı.
"Tolga hepsini bitirmeden yesen iyi olur." deyip tezgahın üzerinde ki diğer kirli bulaşıkları da yıkamaya başladım.
"Hamur işlerini güzel yaptığın için mi kilo aldın?"
Elimde olmadan gözlerimi devirdim. Bulaşık yıkadığım için ıslanan elimi üzerimde ki mutfak önlüğüyle kurulayıp masanın üzerinden bir tane poğaça aldım. Sıcak olduğu için üfleyerek yerken bir yan da laf yetiştirmeye çalışıyordum.