Gece bittiği için üzgün olsam da sabah uyandığımda Egemen'in yanımda olması yeterliydi. Elimi yanağında gezdirdim. Dün gece bana evlilik teklifi etmişti...
Hayallerimde olan tekliften tamamen farklı olsa da bin kat daha iyi hissediyordum. Gözlerime bakışı, dudaklarımı öpüşü kalbimi hızlandırıyordu. Aşkım hâlâ ilk günkü gibi tazeydi.
Egemen yavaş yavaş gözlerini açınca gülümsedim.
"Günaydın." derken ki sesi, her zamankinden daha kalındı. Dudaklarına uzanıp ufak bir öpücük kondurdum.
"Günaydın, sevgilim."Gülümsedi. Gülüşü içime işledi. Mutlulukla derin bir nefes aldım.
"Hadi, kalk duş al. Bugün yapacak çok işimiz var." dediğimde kolumla yataktan destek alıp ayağa kalkmaya çalışıyordum.Kolumu tuttu ve gitmeme izin vermedi.
"Duşu yalnız almayacağım.""Ama ben daha gece duş al-"
Cümlem bitmeden beni yatağa doğru çekti ve altına aldı."Beraber, yeniden duş alacağız. Saçlarını tarayacağım."
Parmaklarını dudaklarımın üzerinde gezdirdi.
"Sonra ellerim sırtında gezinecek. Saçını yana kaydırıp boynunu öpeceğim. Tenlerimiz bir aradayken ve su aramızdan akıp giderken aldığın her nefesi hissedeceğim."
******
Egemen elinde kahve bardağıyla geldiğinde gülümsedim. "Teşekkür ederim."
Kahveyi alıp sıcak olmasını umursamadan bir yudum aldım. Dudaklarım hafif yanmıştı ama önemi yoktu.
Egemen, kendi kahvesini masaya bırakıp yanıma oturdu. Sandalyeyi iyice dibime kadar çekti. Bedenini bana doğru döndürdü. "Planın iyi hoş. Kötü yorumum yok. Yine de son kez sormak istiyorum."
Cümlesine devam etmesi için başımı istekle salladım.
"Emin misin?"
"Eminim. Zorla olduğunu sen de biliyorsun. Anlattım her şeyi."
"Biliyorum hayatım. Biliyorum."
"Daha fazla devam etmek istemiyorum."
Gözlerimi kapattım. Bıkmıştım. Ondan uzak olmayı bir daha göze alamayacak kadar bıkmıştım olanlardan. Derin bir nefes aldım. Gözlerim dolmak üzereydi ama göz kapaklarımı açtığım an da karşımda Egemen'in olacağını bildiğim için buruk bir şekilde gülümsedim.
"Seni seviyorum, Egemen." dedim.
"Ben de seni seviyorum."
******
Her şey istediğim gibi gidiyordu. Eskileri düşündükçe kalbim daha da hızlandı. Kavuşmama az kalmıştı. O mutlu günlere geri dönecektim. Değerini çok sonradan fark ettiğim günlere kavuşmam an meselesiydi. Sadece bir hafta daha beklemem gerekecekti.
Egemen duştan çıktı. Saçlarını havluyla üstten bir şekilde kurutmaya çalışıyordu. Sevişeli bir saat olmamıştı. Ama bu halini görünce yeniden kucağına atlayasım gelmişti. Derin bir iç çekişten sonra birazdan misafirimiz geleceği için otel odasında ki masaya son kez göz attım. Sipariş ettiğimiz yemekler hazır duruyordu. Hâlâ hepsinin üzerinden dumanlar yükseliyordu.
"Yemekler nefis görünüyor değil mi?" diye sordum. Egemen, aynada kendine bakmayı bırakıp yanıma geldi.
"Evet ama sen daha iştah açıcısın."
Dudaklarına ufak bir öpücük bıraktım. O an kapıya vurdular. Yeniden heyecanlandım.
"Geldiler." deyip kapıya doğru ilerledim. Egemen de arkamdan geliyordu. Kartı okutup kapıyı açtım.
Üç tane erkek tam karşımda duruyordu. Birisi önde ikisi arkadaydı.
Tolga, Han'ı kenara itip koşarak bana sarıldı.
"Seni çok özledim. Uzun zamandır fal bakmıyorum."Kahkaha atıp Tolga'ya sıkıca sarıldım. Kapıda dikilmeyi bırakıp geri çekildik. O sırada Han ve Akın da içeri girdi.
"Hoş geldiniz." dedim. Egemen, Akın'a sarıldı. Sonra Han ve Tolga'nın elini sıktı.
Masaya doğru ilerleyip herkesin gelmesini bekledim.
Sandalyelere tek tek oturduğumuzda, Egemen benim yanımdaydı. Diğer yanımda ise Tolga vardı. Tam karşımda da Han ve Akın yan yanaydı.
Sıcak yemekleri yemeye başladığımızda henüz pek sohbet açılmamıştı. Gerginliği bozmak için "Neler yapıyorsunuz?" dedim.
Han, bakışlarını benden uzak tutmaya çalışarak "Çalışıyoruz, sen?" diye sordu. Bana karşı eski samimiyeti yoktu. Kalbi mi kırıktı yoksa nefret mi ediyordu emin değildim.
"Küs müyüz?" dedim. Sorusuna cevap vermeyi tercih etmemiştim. Çünkü yaptığım her hangi bir şey yoktu. Tek yaptığım hayal kurup oturmaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dolandırıcı | Texting +18
Krótkie OpowiadaniaSizi dolandıran birine aşık olur musunuz?