Reyonlarda gezinirken gözüme dantelli çamaşırlar çarptı. Sara'nın üzerinde hayal ettiğimde elimde olmadan çamaşıra uzanıp dokundum. Yanımda gülmemek için duran kadına dönüp baktığımda, elimde duran çamaşırı inceliyordu.
"Beğendin mi?" dedim. Kafasını sallayıp elimden aldı. Rengi koyu mordu ve tenine çok yakışacağına emindim.
"Alıyoruz o zaman." deyip kırmızı ve siyah rengini de reyondan aldım.
"Bir tane alsak yeterliydi. Çok istiyorsan kalanları kendine alabilirsin."
Espiriye gülmediğim için bozulup önüne döndü.
Aldıklarımızı ödeyip mağazadan ayrıldık. Utangaç tavrının yok olması 2 dakika sürmüştü. Eski Sara yeniden dönmüştü. Kendinden emin adımlarla yürürken bir yandan da etrafı inceliyordu.
"Yemek yiyelim."
"Ben de tam onu düşünüyordum. Canım pizza istiyor Egemen."
Dudaklarını büzdüğü esnada elinde ki poşetleri alıyordum. Dayanamayıp uzandım ve dudağına küçük bir öpücük kondurdum.
Gözlerini hızlıca kapatıp açtı ve soluklandı.
"Bir daha öpsene."
Tüm poşetleri tek elime alıp boşta kalan elimle ensesini kavradım. Yüzünü iyice yakınıma yaklaştırıp sıcak dudaklarını öpmeye başladım. Alt dudağını ısırdığımda inledi. Dudaklarımızı ayırmadan konuştum. "Üstüme atlaman için uygun bir ortamda değiliz."
Kendini geriye doğru çekti.
"Üstüne atlamaya niyetim yoktu."
"Tabii. Bir daha öpsene, diyen bendim zaten"
"Belki de seni kullanıyorumdur."
Kullansan da razıyım. Yeter ki hep yanımda kal.
Düşüncelerimi sesli bir şekilde dile getirmeyip yürümeye devam ettim. Aynı hizada yürürken etrafa bakındık.
Akşam için pizza yiyecektik ve Sara heyecandan yerinde duramıyordu. Hızlı hızlı yürüyüp restoranın camına yapıştırılmış pizza fotoğraflarına baktı.
"Çok güzel durmuyorlar mı? Karnım guruldadı."
Kafamı sallayıp içeriyi işaret ettim. Ben de acıkmıştım.
"Güzel duruyor." dediğimde Sara hızlı adımlarla içeriye yönelmişti. Peşinden gidip iki kişilik masalardan birine oturduk. Garson geldiğinde siparişi verdim. Büyük boy pizza söylemiştik ama bana yetmeyeceğine emindim.
"Kurt gibi açım. Yemek, diye bağırmak istiyorum."
Heyecanla küçük parmaklarını masaya vurup ritim tutturmaya başladı.
Haline gülümseyip "Çocuklaşma istersen." dedim.
Omuz silkip parmaklarını daha yavaş bir şekilde masaya vurmaya devam etti.
On dakika geçmeden siparişimiz geldi ve Sara anında yemeğe gömüldü. Bir parça alıp kalanı ona bıraktım. Yemediğimi fark edince elinde ki dilimi bana doğru uzattı.
"Yesene. Yoksa beğenmedin mi?"
"Sen karnını doyur. Ben sonra da yerim."
"Olmaz öyle al şunu." Pizza dilimini dudaklarıma doğru uzattığında dayanamayıp ısırdım. Bana çocukmuşum gibi ikide bir dilimi uzatıp duruyordu.
Uzun zaman sonra ilk defa bu kadar mutlu ve huzurluydum. Her an yeniden gidebileceğini bilsem de bu riske değeceğine inanmaya başlamıştım.
Onsuz bir günüm olacağına onunla son günüm olmasına razıydım.
"Şiştim. Göbeğim çıktı mı?"
Elini mendille temizleyip karnını işaret etti.
"Evet, ama fark edilmiyor. Hâlâ çok kilolusun."
Eski günler aklımıza gelince kahkaha attık.
******
Sara'yı odasına bıraktıktan sonra iyi geceler öpücüğü vermediği için üzülmüştüm. Yeniden kendimi ilk sevgili olduğumuz anlardaymış gibi hissediyordum. Sevgilisi olduğunu bildiğim halde onun yanında olmaktan suçluluk duymuyordum.
Duş alıp yatağa uzandım. Gözlerimi kapatıp zamanın geçip gitmesini bekledim. Bir türlü uykum gelmeyince telefonu elime alıp boş boş sosyal medyada gezindim.
Tam o sırada mesaj geldi.
Sara: Seni düşünüyorum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Fotoğrafı gördükten sonra yutkunamadım. Kısa bir öksürük krizinden sonra fotoğrafı yaklaştırıp bacaklarını inceledim.
Egemen: Ben de seni düşünüyordum.
Egemen: Uyku tutmadı.
Sara: Beni de. Ellerimi gezindirdim ama tatmin olamadım.
