Sara: Umarım sana şans verdiğim için ileride pişman olmam.
Egemen: Kabul ediyor musun?
Sara: Evet.
Egemen: Görüşürüz.
Sara: Nereye?
Egemen: Hazırlanmaya.
Sara: Bu saatte mi?
Sara: En az 10 saat daha zamanın var.
Egemen: Erken hazırlık.
****** Elinde ki şarap bardağını bir tur çevirdi. Olduğu yerden uzanarak bardağı masaya bıraktı. Beni getirdiği yer havuzu olan güzel bir bahçeydi. Üzeri yemeklerle ve mumlarla kaplı masa hazırlatmıştı.
Buraya gelmeden önce davete gitmemiz gerekiyordu. Ama son anda iptal olmuştu. Yarına ertelenmişti ve bugün ki randevumuz daha erkene çekilmişti.
"Dans etmek ister misin?"
İsterim. İstemiyor gibi görünsem de isterim.
Masanın etrafından yavaşça dolaştım. Yerin bazı bölümleri çakıltaşlarındandı ve yürüdüğüm zaman topuklu ayakkabım yüzünden sesler çıkıyordu. Yanına vardığımda masanın üzerinde gezinen bakışlarını yüzüme çevirdi.
Bedenini bana doğru çevirdiğinde gözleri yavaşça aşağı iniyordu. Önce dudaklarıma sonra taktığım kolyeye baktı.
"4 yapraklı yoncanın anlamını biliyor musun?"
Kafamı hayır anlamında salladım. Sembol olarak çok beğeniyordum. Anlamına bakmak daha önce aklıma gelmemişti.
Elini uzattı. Sıcak eli tenimi okşadı. Parmakları kolyenin ucundaydı.
"Birinci yaprak ümidi, ikincisi imanı,"
Duraksadı. Parmaklarını kolyeden ayırdı.
"Üçüncüsü aşkı, dördüncü ise şansı simgeler."
Cümlesini bitirdikten sonra geriye doğru bir adım attı. Elini tutmam için havaya kaldırdı. Zarif bir hareketle parmaklarını kavradım. Tenim, tenine değdiği anda bedenimin dört bir yanını heyecan duygusu sardı.
Kalbimin hızlandığını her hücremde hissedebiliyordum. Acaba o da benim gibi hissediyor muydu? Heyecanlanıyor muydu veya benim ondan hoşlanmaya başladığım gibi o da benden hoşlanıyor muydu?
"Sokaklarda geceleri sessizce yürüyordum."
Sesini duyduğumda içine çekildiğim düşünceleri bir kenara ittim.
"Sabahlara seni anlatıp ağlıyordum."
Şarkı söylerken hareket eden dudakları ufak bir tebessümle kıvrıldı. Etkileyici sesi karşında donup kaldım.
"Yeni doğan güneşe ismini veriyordum. "
Şarkı açmak yerine söylemeyi tercih ettiği için mutluluğum daha da arttı. Sesinin bu kadar güzel olabileceğini daha önce hiç düşünmemiştim. Böylesi daha etkileyici ve daha akılda kalıcıydı.
Elim hâlâ Egemen'e kenetliyken bir adım daha geriye gitti.
Ben de ileriye adım atıp onu takip ettim. Gözlerimden ayrılmayan bakışları dudaklarım da oluşun gülümseyi arttırdı.
"Aşık oldum ben sana
Gözlerine baka baka"
Heyecandan ellerim titriyordu. Egemen de bunu fark etmiş olacak ki elimi daha sıkı kavradı ve beni kendine doğru çekti. Göğüslerimiz birbirine değdi.
"Elini tuttuğumda
Kalbim durdu ata ata"
Şarkının sözlerinin şu an yaşadığımız anlarla uyumunu göz ardı edemedim. Ellerimi tuttuğunda kalbimin durduğunu hissettiğimi söylesem abartmış olmazdım.
"Aşık oldum ben sana
Gözlerine baka baka"
Diğer elini belime yerleştirdi. Dans edeceğimizi sanıyordum ama Egemen herhangi bir girişimde bulunmuyordu. Sıkıca tutmuş olduğu elimi bıraktı. Parmaklarını çenemin altına yerleştirdi.
"Elini tuttuğumda
Kalbim durdu ata ata"
Çenemi okşadığı esnada kalbim daha da hızlandı.
"Sokaklarda geceleri sessizce yürüyordum
Sabahlara seni anlatıp ağlıyordum"
Gözlerimi kapattım. Rüzgar birkaç saç tutamımı uçuşturuyordu.
"Yeni doğan güneşe ismini veriyordum
Aşık oldum ben sana"
Parmağını alt dudağımda hissettim. İleri geri hareket ettirerek titreyen dudağımın üzerinde gezdirdi. Zamanın yavaşladığını hissettim. Şu an etrafımızda olan hiçbir şeyin önemi yoktu. İkimiz de sadece dikkatimizi birbirimizin üzerine vermiştik.
******
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
