Keyifli okumalar canlarım.
Kitabın finaline son iki veya üç bölüm kaldı. Gözler dolu dolu, bitmek üzere gerçekten...
Ama şunu da söylemek istiyorum. Eğer sonradan üşenmezsem kitabı texting yerine baştan yazıp roman haline getireceğim. Uzun uzun bölümler haline gelecek.
Sınav yüzünden ara vererek yazdım. Unuttuğum, atladığım, baştan savma bölümler elbette var. Bunları yenileyip çok ama çok güzel bir hale getirmek istiyorum.
Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyi unutmayın. Sizleri çok seviyorum.
❤️❤️
******
Çetin tam karşımda oturmuş, sigara içiyordu. Egemen'e konumu yollamıştı ve hepimiz onu bekliyorduk. Ben, Çetin ve Selim.
Bazen bu adamın şizofrenin teki olduğunu düşünüyordum. Bazense aptal olduğunu. Kararsız kalmayı sevmediğim için iki ihtimali de kabullenmek en iyisiydi.
"Egemen gelmek üzeredir, biliyorsun değil mi?"
Selim gelmeyeceğini söylemişti. Tahmini o yöndeydi.
Çetin sigara dumanını yere doğru üfledi. Gözlerini, beni evine getirdiği andan itibaren üzerimden ayırmamıştı.
Sonunda sigarasını söndürüp konuştu.
"Güzelliğine yazık ediyorsun."
"Ne alaka?" dediğimde ayağa kalktı. Tam karşısındaydım ve aramızda beş adımdan fazla mesafeye yoktu. Üzerime doğru eğildi. Parfümünü ve az önce içtiği sigara kokusunu buram buram alabiliyordum. Yüzümü ekşitmeden duramadım.
"Egemen'in seni gerçekten sevdiğine inanıyorsun. Kendine yazık ediyorsun."
Tam konuşacağım sırada eliyle sus işareti yaptı.
"Benimle olsaydın şu an odamızda çok eğlenceli aktiviteler yapıyor olabilirdik."
"Sen çok iğrenç bir insansın, Çetin."
Kahkaha attığı esnada araba sesini duydum. Muhtemelen Egemen gelmiş olmalıydı. Bağlı olmadığım için ayağa kalktım. Beklemekten başka çarem yoktu. Kaçmaya kalkışsam bu iki adama karşı gelemezdim.
Çetin beni koltuğa doğru itip " Sen oturmaya devam et, küçük hanım." dedi.
Ağzını burnunu dağıtmak keşke elimden gelseydi. Birazdan Egemen bunu yaparken seve seve izleyecektim.
Selim kapıyı açmaya gittiğinde Çetin'le tek kaldım.
"Amacın ne?" diye sordum. Gerçekten ne yapmaya çalıştığını anlayamıyordum.
"İkinizin sahte ilişkisini bitirmek istiyorum. Sonrasında ise seni yanımda istiyorum, Sara."
"Ben seni istemiyorum, Çetin. Zorla güzellik olmaz lafını hiç mi duymadın?"
"İstiyorsun. Sadece istediğinin farkında değilsin."
"Sen gerçekten aptalsın." dedim sinirle. Gerçeklere bu kadar kör olması bir hayli komikti.
Egemen önde Selim ise arkasında koşturarak içeri girdi.
Sevgilim, "Çetin!" diye bağırdığında yüzümde kocaman bir gülümseme oluştu. İşte şimdi birilerinin dayak yeme zamanı gelmişti.
Çetin yavaş yavaş geri adım atarak kendini korumaya çalıştı. Selim araya girip girmemek arasında kararsız kalmışa benziyordu. Egemen gözleriyle ilk beni süzdü. Elini uzatıp yanına gitmemi istediğinde ayağa kalktım ama Çetin önüme geçti.
Bu adam cidden canına hiç değer vermiyordu.
"Çetin, saçmalamayı bırak artık." diye bağırdım. Hiçbir amacı olmadan boş işlere kalkışıp duruyordu.
Önümden çekilmeyip Egemen'e karşı dik durmaya devam etti.
Sırtına boş boş bakmaktan sıkılıp iki elimle de karşımda duran adamı ittim. Yeteri kadar katlanmıştım. Bir iki adım öne gidip dengesini yeniden sağladı.
"Çetin, çekil kenara." Egemen'in sinirli sesi birazdan olacakların habercisiydi. Yan tarafa doğru bir adım attığımda Selim önüme geçip boşluğu kapadı. Anlaşılan buradan çıkış yoktu. En az yarım saat daha boş tartışmaları izlemek zorunda kalacaktım.
"Sara'nın sana ihanet edeceğini ikimiz de biliyoruz, değil mi Egemen?"
Gözlerim aniden kocam açıldı. Birden "Ne!" diye bağırdım.
Egemen de bana katılarak "Ne?" dedi. Ama onun sesi sitem yerine sorgulayan bir ses tonuydu.
Çetin eliyle koltuğu gösterdi.
"Geç otur, Egemen. Uzun uzun konuşalım. Eminim sen de bana hak vereceksin."Aklımdan geçen tüm kötü düşünceler yüzünden nefesim kesildi. Bu gece olmayacaktı. Şimdi olamazdı.
"Hangi konuda hak verecek?" dedim zorlanarak. Elim titremeye başlamıştı. Göğsüm hızla kalıp inerken telaş yaptığımı belli etmemeye çalıştım. Bu iş böyle bitemezdi. Henüz zamanı değildi.
Çetin'in öğrendiği şeyin, o şey olmadığından emin olmalıydım. Bu kozun eline geçmesi imkansızdı. En azından ben öyle düşünüyordum.
******