Bu bölüm +18 olacak. Uyarımı yapıp gidiyorum.
Keyifli okumalar canlarım, yorum yapmayı unutmayın.
******
Bazen hislerimizi kontrol altına alamayız. Ama bu adamın yanında olduğumda bazen değil genellikle hislerimi kontrol altına alamıyordum.
Hem zihnimde hem kalbimde hem de bedenimde yer edindi. Yanımda olduğunda veya onu düşündüğüm her anda bedenimi heyecan sarıyordu. Artık bunun son bulması lazımdı. Pek imkanı olmasa da, son bulması gerekiyordu. Düşüncelerime zıt davranarak odanın kapısını açıp içeri girdim. Arkamdan kapıyı tekrar kapattığımda derin bir nefes aldım.Egemen yatakta oturuyordu. Siyah takım elbisesi üzerindeydi ve bileğinde ki saatin kayışıyla oynuyordu. Tepeden tırnağa, yer yer gözüken dövmeleri de dahil iyice süzdüm onu. Normalde beğeneceğim tipler arasında yer almayacak olan bu adam, şimdiyse tamamen zevkimi değiştiren kişiye dönüşmüştü. Gece boyu beni güldürüp eğlenmem için elinden geleni yapmıştı. Şarkı söylemiştik, yemek yemiştik, kollarımı çiçeklerle doldurmuştu ve dans etmiştik.
Sonrasında bulunduğumuz durumsa yalnız kalmaktı. Bahçede olduğumuz zamanda yalnızdık ama odada yalnız kalmak apayrı hissettiriyordu. Saat gece 2 olduğu için uyumaya karar vermiştik. Beni getirdiği yer kısa süreliğine kiraladığı güzel bir evdi. İkimize ayrı odalar vermiş olmasına rağmen 20 dakika boyunca uyuyup uyumamak arasında kararsız kalmıştım. Sonunda kendimi onun olduğu odaya atmıştım.
Ben üzerimi değiştirip duş almıştım ama o hâlâ aynı kıyafetleri ile duruyordu. Saçlarım ıslak olduğu için minik su parçaları yere damlıyordu.
“Uyumadın mı?”
Sırtı bana dönük olsa da kafamı hayır anlamında sallayıp bir adım daha ileri gittim. Öylece durmuş kafasını yere doğru eğmişti.
“Ben de uyuyamadım.” dedi.
“Neden?”
Oturduğu yerden kalkıp bana doğru döndü. Yüzünde ki mutluluk gitmişti ve durgunlaşmıştı.
“Seni düşünüyordum.”
“Beni düşündüğün için mi mutsuzsun?”
Gülümsedi.
“Mutsuz değilim.”
Tam karşısında durduğumda kafasını hafifçe eğip yüzüme dikkatle baktı. Onca saat geçmesine rağmen parfümünün kokusunu hâlâ alabiliyordum. Gizlice eşyalarının arasından parfümünün fotoğrafını çekip kendime de almam lazımdı. Böylece sırf bu kokuyu özlediğim için Egemen’e yanaşmak zorunda kalmazdım. En önemlisi böyle etkilenmezdim.
“Bana öyle bakma. Mutsuz değilim.”
Gözlerimi uzun süre kırpmadığım için gözlerim dolmuştu. Bozuntuya vermeyip gülümsedim.
“Buraya gelme sebebim farklıydı. Uyku bahanem oldu.” Cümlem biter bitmez söylediğim için pişman oldum. Biraz sonra olacakları bildiğim halde devam etmem de cabasıydı. Kendime engel olmak için bir çok sebebim vardı ama aynı zamanda hiçbir sebebim yoktu. Saçma düşünceler arasında sıkışıp kalmıştım.
“Neden geldin?”
Gözlerine bakmaya devam ederken elimi üzerimde ki yeşil renkli kazağa götürdüm. Ucundan tutup yavaş yavaş yukarıya doğru çektiğimde Egemen kolumu tuttu. Kazak karnımı açığa çıkarmıştı.
“Ne yapıyorsun?”
Elini geri çektiğinde kazağı üzerimden çıkartıp yatağın üzerine koydum.