2 gün sonra
Sara: Öldün mü?
Dolandırıcı: Hayır.
Dolandırıcı: İntihar etmişsindir diye düşünüyordum.
Sara: Henüz değil.
Dolandırıcı: Neden yazdın?
Sara: Öldün mü diye merak ettim.
Sara: 2 gün boyunca sürekli ölmeni diledim.
Dolandırıcı: İşe yaramamış.
Sara: Maalesef.
Sara: Sana hâlâ çok sinirliyim.
Dolandırıcı: Sağ ol.
Sara: Dalga geçme.
Sara: Yurt dışına çıkamadım senin yüzünden.
Sara: Bazı hayallerimden vazgeçmem gerekti.
Sara: Ablamı mutlu görmek için, iyi olduğumu söyledim.
Sara: Kalan birikmiş paramla idare edebilirim.
Dolandırıcı: Birikmiş paran ne kadar?
Sara: 24 bin.
Dolandırıcı: Sen gerçekten salaksın.
Dolandırıcı: Karşında dolandırıcılık yapan biri var
Dolandırıcı: ve sen ne kadar paran olduğunu söylüyorsun.
Sara: Zorla mı alacaksın?
Dolandırıcı: Gerekirse.
Sara: İğrençsin.
Dolandırıcı: Öyleyim.
Dolandırıcı: E, devam et hayatını anlatmaya.
Dolandırıcı: Zaman geçiyor.
Sara: Dolandırdığın ailelerde böyle bir şeyle karşılaştın mı?
Sara: Yani demek istediğim, hayatı kurtulan oldu mu?
Dolandırıcı: İlk gün bana fazlasıyla sövdükleri için engellemeyi tercih ettim.
Sara: Hmm. Mantıklı tabii.
Dolandırıcı: Senin gibi salak biriyle konuşmanın bu kadar keyif vereceğini tahmin edemezdim.
Dolandırıcı: Paranı çaldım. Sen hâlâ benimle konuşmaya çalışıyorsun.
Sara: İğrençsin. Şunu hatırlatıp durma.
Sara: Sadece bu işler nasıl yürüyor bilmiyorum.
Dolandırıcı: Hangi işler? Para mı çalmak istiyorsun?
Sara: Hayır. Senin kadar kötü değilim ben.
Sara: Vicdanım el vermez.
Sara: Yazık değil mi o insanlara?
Dolandırıcı: Değil.