Egemen'in suratı asılınca, Han'dan uzaklaştım.
Yakışıklı sevgilim, elinde tuttuğu siyah kutuyu masaya bıraktı. Ona yeniden 'sevgilim' demek içimden dahi olsa çok garip hissettiriyordu. Buna alışmam gerekiyordu. Kısa sürede alışacaktım. Tekrar uzaklaşmama imkan yoktu. Tek hedefim ilerisiydi. Şu an sevgilimdi. Sonrasında olabileceği tek şey, kocamdı.
"Ne konuşuyordunuz? Duygusal bir anda geldik sanırım." Egemen'in imasına gözümü devirerek karşılık verdim. Kıskandığını daha nasıl belli edebilirdi?
"Han, yeni biriyle tanışmış. Onun adına mutlu olduğumu söylüyordum." Destekler şekilde Han'a baktım. Kafasını sallayıp cümleme onay verdi. Sarıldığımızı herkes normal bir şekilde karşıladıktan sonra konu kapandı.
******
"Şimdi sevgiline mesaj atıp onu buraya çağırabilirsin."
Sinirli bakışlarımı Akın'a sabitledim.
"Taner, sevgilim değil. Zorunlu patronum olduğunu söylemiştim."
"Bu onunla öpüştüğün gerçeğini değiştirmez."
Ben konuşmadan önce Egemen öne atıldı. "Kes sesini, Akın."
Akın, kardeşini takmayıp telefonuna uzandı. Kısa sürede kulağındaki kulaklıktan ses yükseldi. Yine bizi umursamamaya karar verip şarkı açmıştı. Suratımda ki hayal kırıklığını ve üzgün ifademi toparlamaya çalıştım. Zorunda olduğum durumlar hakkında genişçe konuşmuştuk.
Patronum, eski patronum. Hayatımda hem en güzel hem de en kötü zamanımı yaşamama sebep olmuştu. Egemen'i dolandırmaktan vazgeçtiğimi söylediğimde beni canımla tehdit etmişti. Hoş, bu ettiği tehditlerden en küçüğü olabilirdi. Neyse ki bu zamana kadar dudaklarım dışında fazla temas etmemiştik. Düşüncelerim midemin bulanmasına sebep oldu.
Egemen'in kokusunu alınca gülümsedim. Bana iyi gelen tek şeydi. Yanımda olmasına her zaman muhtaç kalacaktım.
Plana son birkaç saat kalmıştı. Mutluydum.
******
"Hızlı ol, Tolga. Daha hızlı koşman lazım."
"Deniyorum, sizi aşağılık pislikler. Götüm sizinkinden büyük olduğu için koşmakta zorlanıyorum anlıyor musunuz?"
Nefes nefese kalmış bir şekilde gülmeye başladım. Koşarken gülmek gerçekten zordu. Otelden ilk önce Akın, sonra ben, sonra Han ve Egemen çıktı. Alevler her tarafı sarmıştı. Tolga son basamakları da inip kendini dışarıya attı. Gerçekten çok yavaş koşuyordu.
Planın ilk aşaması bitmişti. Patronun son parası da gitmişti. Otel artık yoktu. Yanmaya başlamıştı ve bir saat içerisinde tamamen kül olacaktı.
Otelde ki insanları geçici bir sebeple kapatıyoruz diyerek uzaklara göndermek zorunda kalmıştık. Herkes iki saat içerisinde eşyalarını toparlayıp gitmişti. Otel şu an bomboştu. Burayı yakmadan önce eşyalarımızı dışarı çıkarmıştık. Şu an tam da bavullarımızın yanında duruyorduk. Üzerimde ki sarı elbiseyi düzelttim. Koştuğum için biraz yukarıya çıkmıştı.
Saçlarımı geriye atıp Egemen'e doğru döndüm. Uzanıp dudaklarımı öptü. Öpüşmemiz bir dakikayı aştığında yanımızdakiler sahte bir şekilde öksürdüler.
Dudaklarımız ayrıldı.
"Seni seviyorum, Egemen." dedim.
Hiç düşünmeden "Ben de seni seviyorum, Sara. Tam da şu karşımızda duran alevler gibi yakıyorsun, bedenimi, her şeyimi. Sana yanıyorum. Sana eriyorum, hayatım." dedi. Gülümsedim. Dudaklarını bir kez daha öptüm. Bu sefer kısa bir öpücük oldu.
Sonunda patronun elinde kalan, yatırımını yaptığı oteli yakmıştık. Her şey bitmişti. Ona acil gelmesi için on dakika önce mesaj atmıştım. Lakin döndüğünde her şey çoktan bitmiş olacaktı. Buradan yedi saat uzaktaydı. O gelene kadar küller bile uzaklara savrulacaktı. Polislere ise yaptığı tüm suçların belgesini göndermiştim. Dolandırdığı diğer insanlarla ilgili tüm detaylar, işlediği tüm suçlar elimdeydi.
En önemlisi ise geldiğinde benim adım izlerimi dahi bulamayacaktı. Elimde ki telefon çalmaya başlayınca ekranında yazan yazıya baktım. Patron, arıyordu. Telefonu hızlıca yanan otele doğru fırlatıp elimi üzerime sildim. Bir pislikten daha kurtulmuşum.
Egemen, birden dizlerinin üzerine çöktü. Anın etkisi ile ne olduğunu anlayamadım.
Cebinden küçük, siyah bir kutu çıkardı. Kutuyu elinde tutarken gözlerini yüzümden ayırmadı.
"Kısa konuşacağım." dedi. Heyecandan sadece kafamı sallayabildim.
"Benimle evlenir misin, gün ışığım?"
Kahkaha attım. Gülüşlerimin arasında, "Tabii ki seninle evlenirim, sana çok aşığım." dedim. Siyah kutunun kapağını kaldırdı. İçinde gerçekten çok zarif olan bir yüzük vardı. Yüzüğü kutudan çıkardı ve parmağıma taktı.
Hikayemizin mutlu sonla biteceği kimin aklına gelirdi ki?
******
Daha fazla uzatıp sizi de sıkmak istemedim. Oldukça yüzeysel olsa da sonunda kitabımız finale ulaştı.Sizleri seviyorum. Bunca zamandır bekleyen ve kitabı okuyan herkese çok teşekkür ediyorum.
Başka kitaplarda görüşmek üzere.
Sara ve Egemen, mutlu sonla bitti. ♥️