Sara: Polisler mi? Bu yolda polislerle işinin olmadığını sanıyordum.
Dolandırıcı: İşim yok zaten. Seni yem olarak kullanmaktan bahsediyorum.
Sara: Ya seni ele verirsem?
Dolandırıcı: Kanıtın var mı, Sara?
Sara: Ya olursa?
Dolandırıcı: Olamaz. Olsa bile para her yolun kapısını açar. Yine yanan sen olursun. Bana en ufak zararın bile dokunamaz.
Sara: Yine yanan ben olacağım yani.
Sara: ve göz göre göre sırf mecbur kaldığım için bunları kabul edeceğim.
Dolandırıcı: Güven testini geçersen polislerle işin kalmaz.
Sara: Geçemezsem?
Dolandırıcı: Sonun hapis olur. Bunu anlamak bu kadar zor olmamalı.
Sara: Numaran ne olacak? Kapanınca ulaşamam sana.
Dolandırıcı: Ben sana ulaşırım.
Sara: Keşke ulaşmasan ama neyse.
Dolandırıcı: Hâlâ bana karşı nefretin devam ediyor.
Sara: Hiçbir zaman sönmeyecek.
Dolandırıcı: Harlansın.
Sara: Bir şey daha soracağım.
Dolandırıcı: Son soru. Başka yok.
Sara: Günün birinde buluşmak zorunda kalacak mıyız?
Dolandırıcı: Şimdiden heyecanlandın değil mi?
Sara: Ne alakası var? Sadece sana nasıl şartlar altında katlanmak zorunda olacağımı bilmek istiyorum.
Dolandırıcı: Eğer istersem yanına gelebilirim, Sara.
Sara: Adresimi bulmak senin için zor olmamalı.
Dolandırıcı: Şanslısın ki uzun bir süre seninle görüşmeyi düşünmüyorum.